Bizler Büyüdük Kirlendi Dünya
Amatör radyo merakı ne durumda?
Daha önemlisi biz amatör telsizciler bu hobiyi ne derece doğru ve kuralalarına uygun yapıyoruz? Merhaba
Radyo Amatörlerine merhaba
Gerçek Radyo Amatörlerine merhaba
Gerçek Radyo Amatörü olmak isteyenlere merhaba
15 yıllık bir aradan sonra Amatörlere "merhaba" demek aslında güzel
bir duygu yaratmalı. Ama görüyorsunuz ki böyle sınıflandırılmış bir
"merhaba" güzel duyguları yok edip gidiyor.
15 yıl uzayda dolaşarak tekrar dünyaya dönmüş bir astronotun
gördükleriyle şaşkına dönmesi ne ise benim de aynı şoku yaşamam
arasında hiçbir fark yok. Kaldı ki uzay-zaman etkenini de dikkate
alırsanız, ancak "merhaba, hoşçakalın"dan başka söylenecek kelime
kalmaz. Bir anda "geri kaçış şansımı yitiririm" korkusuyla iniş
merdiveninin son basamağından hızla geri dönüp motorları
ateşlemek arzusunu da duymadım değil. Ama "son dönen" olarak
"kurtarıcı" misyonunun ağırlığını omuzlarımda hissedince, sanki
görünmeyen bir el beni arkamdan iterek son basamaktan yeryüzüne
ayak basmaya zorunlu kıldı. İşte o anda kendimi "Maymunlar
Cehennemi" filminin başrol oyuncusu sandım ve onun gibi
haykırmak istedim.
RADYO AMATÖRLÜĞÜ KENDİ KENDİNİ YOK ETMİŞ
Zemin ve aynı zeminin atmosferi izin verdiği sürece yazı yazarak her
kategorideki Radyo Amatörleriyle birlikte olacağız. Satırlarım her
zaman birilerini rahatsız edecek. Bu rahatsızlıkları hissedenler, öncelikle
15 yılda dünyayı benim kirletmediğimden emin olacaklar. Daha bugün
döndük. Öyle değil mi?
Ülkemizde Amatör Radyo Eğitimi veren hiçbir kurum ve kuruluş
olmadığı için Amatör Radyocular "Karbon kopyası" olarak ortaya
çıkmakta ve daha sonra kendi olanaklarıyla karbon nüshalarını kendi
mantıklarına göre retuşlamaktadırlar. Retuşlanmış kopyalardan
tekrar karbon kopyalarına doğru, kısır bir döngü içinde dejenerasyona
pike dalışı yapan Türkiyedeki Radyo Amatörlüğü, bakın ne hünerler
sergilemeye başladı. "32 kısım tekmili birden" rekabetine
giremeyeceğim için şimdilik 1. kısmını arz edeyim.
BİR GARİP QSP
Birgün 145.600 Mhz'de (VHF İzmir Rölesi) bir yayın gelmeye
başladı. Kimlerin QSO yaptığını anlamak için dinlerken bunun bir
QSO değil, okunmakta olan düzyazı metni olduğunu hissettim.
Bu yayının TRAC-QST olduğunu anlamam pek uzun sürmedi.
Bildiğiniz gibi Pazar günleri 7.092 Mhz'de TRAC-QST yayınlanmakta.
Radyo Amatörlüğünün doğal prosöründe doğal bir uygulama.
Ama doğal olmayan şuydu. Kısa süre önce HF cihaza sahip
olmuş ve böyle bir cihazın sadece kendisinde olabileceğini
yorumlamış Karbon kopyası bir amatör, diğer amatörleri de
bu olanağından yararlandırmak istemiş. VHF cihazın mikrofonunu
HF'nin hoparlörüne dayamış, mandala basmış, broadcoast yayıncılığın
keyfini yaşıyor. Ağabeylerinin, ustalarının ve Amatörlüğü
çok iyi bilenlerin bile akıl edemediği bu uygulamayı akıl ederek,
mandala basan parmağının uyuşmasını hangi hayallerle bertaraf
ettiğini tahmin ediyorum. Bu arada "Alis Harikalar Diyarında"
masalının yeni bir versiyonunu bile oluşturmuş olması gerekir.
Kısa bir süre sonra doğal olarak tepkiler başladı. Ama karbon
kopyası amatörümüzde tepki daha büyük oldu. Söyleşimiz
şöyle oldu.
— Yahu kardeşim sen ne yaptın ?
— Bunlar beni çekemediler. Beni çekemedikleri için böyle yapıyorlar.
— Yahu kardeşim sen ne yaptın ?
— Bunlar amatörlüğün A'sını bilmiyorlar. Birisi bir şey yapıncada hemen
karşı çıkıyorlar.
— Yahu kardeşim sen ne yaptın ?
— Sende hep aynı soruyu tekrarlayıp duruyorsun. TRAC'ın QST'si
yayınlanıyordu. Bütün amatörler dinlesin diye İzmir rölesine verdim.
— Peki, dinlemek isteyen amatörlerin o frekanstan dinleyebileceklerini
bilmiyor musun ?
— Fena mı yani, el cihazlarından bile dinlettim.
— Peki sen böylece ne yapmış oldun ?
— QSP yaptım.
— QSP mı ?
— Evet, QSP yaptım.
— Peki, QSP ne demek ?
— QSP, duyduğunu aynen aktarmak demek.
— Bunu nereden öğrendin ?
— Hocam öğretti. (Karbon kopyanın aslı, adı bende saklı kalsın)
— Hocanın da öğrenmesi gereken şeyler var demekki.
— Senin bir şey bildiğin yok.
— Peki, üstadının haklı olduğunu kabul edelim. Yani sen şimdi bir
frekanstaki yayını olduğu gibi bir başka frekansa aktararak
QSP yaptın öyle mi ?
— Evet, aynen QSP yaptım.
— Peki şimdi QSP'yı birde ben sana anlatayım.
Bir istasyon başka bir istasyonu herhangi bir nedenden dolayı
duyamıyor, fakat QSO'lardan aynı frekansta mevcudiyetini
hissediyorsa üçüncü bir istasyondan aracılık etmesini talep
edebilir. Bu aracılık, üçüncü istasyonun tıpkı bir röle istasyonu
görevi yapması şeklinde değil, mesajların alınıp daha sonra
karşı tarafa iletilmesi şeklinde olur.
— Yok canım, sen yanlış biliyorsun.
— Peki, benim yanlış bildiğimi varsayalım. O zaman da sen kanun
ve yönetmeliği bilmiyorsun.
— Nasıl yani ?
— Amatör Telsizcilik Yönetmeliği Yasaklanan Uygulamalar ve Yayınlar
Madde 27 fıkra (k) şöyle der.
Amatör telsiz istasyonlarının 25 nci maddedeki durumlar
hariç başka amatör istasyonlardan aldıkları mesajları tekrar
yayınlamaları,
— Yok canım, sen yanlış biliyorsun.
— …
İşte böyle, yıllarca yapmış olduğum amatörlüğü bir türlü
öğrenememişim demekki. Bu karbon kopyalar sayesinde amatörlüğün
karanlıkta kalmış inceliklerini bile öğreneceğiz anlaşılan. Bunca yıl
sonra ben, "Şu Paket Radyoyu bana öğretecek kimse yok mu?"
diye feryat-figan çağrı yaparken, bilmemenin değil öğrenmemenin
ayıp olduğu bilincindeyim. Karbon kopyaların da
"Yanlış bilgiler en tehlikeli tohumlardır" sözünü benimsemeleri gerekir.
Eğitim olanağının olmadığı böyle bir aktivite içinde lisans alabilmek
için bir takım sınavlardan geçmek gerekiyor. Durum böyle olunca
sınavların sınav olarak değil, eğitim amaçlı yapılmaları en doğru
yol olur. Oysa yıllardır aynı sorular, aynı yanıtlar.
"Haberleşme Yüksek Kuruluna aşağıdakilerden hangisi
başkanlık eder?"
Öyle bir soru ki, sanki amatörler bunu bilmezse kesinlikle amatörlük
yapamazlar. Konuya uzaktan bakanlar da Telsiz Genel Müdürlüğüne
memur alınacak sanır. Oysa yapılmaması gereken veya zorunlu
olarak yapılması gereken konular baz alınmış olsa, sınav eğitici bir
kimliğe bürünecek.
"Kahve, Siyah, Kırmızı renklere göre direncin değeri nedir?"
İşte bir tane daha 10 puanlık uzman sorusu. Amatör zaten zorunlu
olarak atölyeciliğe girecek ve bunu istesede istemese de öğrenecek.
Kaldi k
i bu zamanda her türlü teknik donanımlar sağlanabildiğine göre
bir amatör atölyeciliğe girmek zorunda da değil. Atölyecilik tali bir hobidir.
Bugün Amatör olmayan kişilerin amatör frekansları dinleyerek kendi
kendilerini eğitme olanağı yok. En basit olarak mors öğrenmek
amacıyla mors sinyallerini izleyebileceği bir Alıcı cihaz edinmesi veya
zaman zaman bir amatörün istasyonuna demir atması gerekiyor.
TA7J' nin kişisel web sitesinde böyle bir olanak gördüm.
Meraklanarak dalışa geçtim.
Sistem, 1-1300 Mhz frekansları kapsamında (full band, full mode)
neredeyse full ekran bir YAESU'yu kullanımınıza sunuyor. Bunun için
bir ücret talebi yok. Yalnız doğru ve kuralları içinde kullanmanızı
sağlamak için size gerekli bilgileri veriyor. "Read me" metinlerini
okumadan programlara dalma alışkanlığını bildiği için, ikinci etapta
sizi bir sınava sokuyor. Sınav soruları 18 adet ve tamamen
metindeki kuralları kapsıyor. Yanıtları girdiğimde 17 doğru 1 yanlış
değerlendirme ile cihazı kullanmam reddedildi. Tek yanlış olan yanıtın
doğrusunu bulabilmek için metni adeta didik didik ettim. Ben bu işle
uğraştığımı sanırken, O'nun, kuralları kafama kazıdığını farkettim.
Sonuç 18 de 18. Bu kez bana verdiği şifre ile YAESU'yu karşımda
buldum. Kuralları unutmam ise mümkün değil.
İşte sınavların eğitici özelliği burada. Yoksa komik bir düzeyde
tutulan barajın aşılması ile Radyo Amatörü olunursa ve bu daha da
aşağılara çekilmeye çalışılırsa " Maymunlar Cehennemi " nin bir
başka versiyonu içine düşmemek mümkün değil.
İlgilenen Amatör arkadaşlara çok çok ilginç yazılarımın hazırlanmakta
olduğunu belirtmek istiyorum. Öncelikle bire bir yaşanan gerçeklerle
ve "Eski Tüfekler" kutusuna gelen e-maillerle beslenen bu
yazılarımla ilgili herhangi bir mesaj ta4bs@ispro.net.tr adresimde
ciddiyetle ele alınacaktır.
BAKU'YA SELAM REZALETE DEVAM
Başlığı altında buluşmak üzere kalın sağlıcakla…