Teknopost
Teknopost'ta bu ay konu wi-fi yani kablosuz ağ teknolojisi. Amatör telsizcilerin olduğu kadar internet kullanıcılarının ya da sadece kablo kullanmk istemeyen ev kullanıcılarının bile ihtiyaçlarını karşılayan bu yeni teknoloji hakkında ilginizi çekecek ayrıntıları yazıda bulacaksınız.
Wi-Fi Nedir?
Henüz duymadıysanız yakında kesin bir örneği ile karşılaşacağınız bir teknoloji bu wi-fi. Wireless fidelity kelimelerinin ilk iki harfinin kullanılarak ortaya çıkartılmış bir kısaltma wi-fi. Basitçe kablosuz network demek, ama dahası da ver tabi.
İnternete herhangi bir kablolu bağlantınız olmadan otel odasında yataktan, odanızdaki koltuktan, seminer salonunda bulunduğunuz yerden kablosuz internete erişmenizi sağlıyor.
Wi-Fi niteliğine sahip bilgisayar parçalarıyla bu tür bir network kurmak ve kullanmak mümkün. Evde işyerinde, okul kampuslerinde, havaalanlarında (İstanbul havaalanında dış hatlarda böyle bir sistem halen çalışmakta), kafeteryalarda, ve diğer halka açık alanlarda kullanılabilecek bir sistem(1).
Wi-Fi IEEE(2) 802.11b(3) yada 802.11a(4) diye bilinen telsiz teknolojilerini kullanıyor. Bu freekansları kullanmak için herhangi bir lisas alınması da gerekmiyor. Hele bazı cihazlar her iki standardı da destekliyorlar ki bu da evde yada işyerinde kullanılabilecek kablosuz bir ağın müjdecisi.
Amatör telsizcileri ilgilendiren yanı ise şüphesiz bu sistemleri kullanılarak yapılabilecek uygulamalar… Mesela böyle bir sistemle evlerimizdeki bilgisayarları birbirine bağlasak fena mı olur? Hatta bu şekilde genişbandlı devamlı internet erişimi olan arkadaşlarımız bu bağlantılarını bile başkalarına kullandırtabilirler.
Bu konuda öylesine ilginç uygulamalar var ki; mesela Mısır'da internet cafe işleten bir kişi aslında normal şartlarda 90 metreden uzağa ulaşamayan bu sistemi geliştirdiği (kola kutularını reflektör olarak kullanmış) özel bir anten sistemi kullanarak 1 kilometre kadar uzağa ulaştırmayı başarmış. Şu linkten merak edenler devamını inceleyebilirler. İhtiyaç insana buluş yaptırıyor ya işte bu gerçekten iyi bir örneği.
RF ile biraz olsun uğraşmış olanlar bilirler. Güç kadar önemli bir faktör iyi bir antendir. İyi bir anten de her zaman lüks ve tam donanımlı mağazalardan satın alınan pahalı bir şey olmayabilir pekala. İşte yanda resmini gördüğünüz anten Pringles kutusu kullanılarak üretilmiş yaklaşık maliyeti ise 7 dolar civarında (Amerikada üretildiğini unutmamalı bu Türkiye'de kesin daha ucuza çıkar). İlk okumada üşütüklük gibi geliyorsada işe yarayan bir anten. Ancak frekansın oldukça yüksek olması ve hava şartlarının sisyemlerin birbirine bağlantısını etkilemesi nedeniyle bu kadar bir anten işinizi istediğiniz gibi görmeyebilir. Ancak başlangıç için iyi bir adım gerçekten. Biraz da mizahi yanının olması işin çekici yönü tabi. (Bu arada Pringiles'ın bedava reklamı da tüm nette yapılmış oluyor, üstelik çeşitli dillerde ve buna şimdi Türkçe de eklendi. Anteni ilk yapan kişinin pringles ile bir bağlantısı olabilir mi ne dersiniz? Görüyor musunuz, bir teknolojiyi üretmenin önemini, keşke bu anteni ilk biz Tukaş konserve kutusuna yapsaydık cümle alem bedava reklam görseydi.)
Ayrıca Antrak Gazetesi eski sayılarında yayınlanmış olan şu yazı sayesinde pek ala oldukça iyi kazançlı bir anten yapıp kullanabilirsiniz. Bu frekansta anten yapmakta önemli zorluklardan biri anten ile cihaz arasındaki hattın kalitesi. 2.4 Ghz bandında az kayıpla çalışan bir kablo bulmak zor olduğu kadar pahalı da. O nedenle bu hattı olabildiğince kısa tutmak akıllıca bir hareket olacaktır. Zaten resimde de göreceğiniz üzere bu uygulamada da 1 metreden kısa bir koaksiyel kablo kullanılmış(5). Hattı uzun tutmak zaten çok kıt olan (10 Miliwatt civarında) çıkış gücümüzü yok edeceği gibi alış şiddetini de aynı ölçüde azaltacaktır. Bu nedenle wi-fi uygulamalarında genellikle cihaz ile anten arasında neredeyse hiç mesafe olmaması tercih ediliyor.
Bir ilginç anten uygulamasını da şu linkten inceleyebilirsiniz. Discone anten projesi olarak özetleyebileceğimiz bu proje bizim Ahmet abinin anten "dandik anten purojeleri"ni aratmayacak kadar el işi, ancak en az o "purojeler" kadar da başarılı bir sonuç elde edilip küçücük antenle 8db kazanç elde edilmiş. Tim'in sayfasında antenin nasıl yapılacağı üzerine oldukça iyi ve şekilli açıklamalar var.
Yukarıda kısaca bahsettiğim internet bağlantısı fikri çeşitli şekillerde uygulamaya geçmiş. Mesela bu paylaşım için çeşitli gruplar bile kurulmuş. Sanırım teknolojiye erişim imkanları sosyal refahlarının yüksekliği nedeniyle oldukça şanslı olan Newyork'lular bu alanda oldukça yol katetmişler.
Hatta son derece basit ve dışarıda (çatıda balkonda) kullanılabilecek sistem şu linkten tetkik edilebilir. Resmen buzdolabı saklama kabı (weather proof hardware – hava şartlarından etkilenmeyen hırdavat) vasıtasıyla oldukça kullanışlı bir wi-fi sistemi ortaya çıkınca insanın hoşuna gidiyor doğrusunu isterseniz. Ama ben öyle kavaf alet kullanmam diyorsanız daha iyisini de yapmak mümkün tabi. Burada hemen Murfy'ye ek bir laf üretelim. "Yaptığınız kutunun su geçirmezlik özelliği arttıkça, içersine su girme ihtimali de geometrik olarak artar". Ancak ben yaparım su mu geçirmez diyorsanız lütfen bu laf sizi durdurmasın buyrun yapın. Hatat yapınca bir de fotografını yollayın Gazete'de yayınlayalım.
Anten uygulaması derken denemesi kolay olması nedeniyle internette pek çok dikkate değer örneğe ulaşılabiliyor. İşte bunlardan birinin, güzel bir anten uygulamas
ını şu linkten inceleyebilirsiniz. Bu anten uygulamasında hurda bir uydu anteninin Lnb takılan kısmına bir konserve kutusu içine de Pringles anten projesine benzer bir anten takılmış. 22 Db kazançlı olduğunu iddia ediyor ama insanın denemeden pek inanası gelmiyor doğrusu. Antenlerin birbirini gördüğü bir hat üzerinde 16 kilometre uzağa erişmişler. Oldukça güzel bir sonuç öyle değil mi? Kısa dalga amatör bandlarda gerçekleştirilen quad anten projeleri ile karşılaştırınca aslında uygulaması ne kadar da kolay şeyler.
Wi-Fi konusunda pek çok ciddi gruplaşma olduğunu görünce insanın hayreti daha da artıyor. İçlerinde yoğun bir şekilde radyo amatörlerini de bulmak ise çok fazla şaşırtmıyor insanı. Amatör telsizcilere bu kadar yakın bir konunun amatör telsizcilerce es geçilmesi garip olurdu zaten.
Free networks bu tür oluşumları bünyesinde toplamış bir üst kuruluş olarak ortaya çıkmış bile. Bu konuda bir araştırma yapmayı ve işin ucundan bir yerlerden tutmayı düşünüyorsanız başlamak için iyi yerlerden biri.
Şimdi işin bir de bizim açımızdan ne durumda olduğuna bakalım. Bu türden gönüllü kuruluşlar ile ortaya çıkan ağlar genellikle internet erişiminin ucuz olduğu ülkelerde var. Evlerde 50 dolara aylık statik ip'li 1 mbit civarında internet erişimi olan insanların "ya bu bant genişliği boş boş durmasın, birileri ile paylaşalım da bir işe yarasın" diye düşünmeleri ve bundan bir parasal beklentilerinin olmaması bir yana, cepten para harcayarak bu işe bir hobi olarak yaklaşmaları çok güzel.
Peki bu bizde (Türkiye'de) niye hiç gelişmedi? Öncelikle bizde 50 dolar para verseniz, ancak 64 alış/16 gönderme (64Kps kablo erişimi) dinamik ip'li bir bağlantı alabilirsiniz. Eeee ne kadar bir band genişliğiniz var ki paylaştırasınız? Bir de 15-20 daireli apartman çatılarına bakın bakalım; ortak TV anten santrali yerine ayrı ayrı antenler mi tercih ediliyor? Yoksa tek anten ile yetinilebilmiş mi? Yani biz öyle kolay kolay birşeyleri paylaşmıyoruz. Aynı uzlaşmaz 2,5-3 yaşındaki çocuklar gibi.
Neyse belki ADSL gibi internet bağlantı çözümleri günün birinde ucuzlar, wi-fi cihazlar da bunu takip eder de bizim de bedava bir haberleşme bulutumuz olur bir gün, en azından büyük şehirlerde. Zaman gösterecek bakalım…
Kalın salıcakla..
Kaynaklar:
1) Wi-Fi Alliance, Wi-Fi is Freedom
2) IEEE Institute of Electrical and Electronics Engineers, New York, www.ieee.org
3) 802.11b 2.4 Ghz'de çalışan (2.4 Ghz ile 2.4835 Ghz) 11 Mbps'a varan hızda erişim sağlayabiliyor. Bu arada aynı frekansı Mikrodalga fırınlar, telsiz telefonlar, tıbbi ve bilimsel ekipmanlar ve hatta bu aralar çok popüler olan Bluetooth (mavidiş) cihazlar da kullanıyor ki bu frekans kirliliği açısından iyi bir haber sayılmaz.
4) 802.11a 5 Ghz'de çalışan (5.725 Ghz ile 5.850 Ghz) 54 Mbps varan hızda erişim sağlayabiliyor. Bu frekans nispeten daha temiz ve mikrodalga fırın ile diğer telsiz aygıtlardan enterferans açısından çok daha iyi korunmuş.
5) Buradaki linkte hangi kablonun hangi frekansta ne kadar kayba uğradığını hesaplayan bir program var işinize yarayacaktır.