Geçmiş Zaman Olur ki…
Telsiz Kanunu'nun yürürlüğe girmesini takip eden aylar içinde yaşanmış bir "Contest" / Yarışma anısını sizlere aktarmak istiyorum…
Ben ve arkadaşlarım, dünya amatör telsizcilerine açık olduğunu duyduğumuz bu yarışmaya Türkiye'den ilk kez katılmaya karar vermiştik. Çeşitli toplantılar yaparak, "bu işin altından nasıl kalkarız" diye çözümler arıyorduk. Uygun ve düzgün bir telsiz cihazı, verimli bir anten, yarışmada görev alacak operatör bulmak için uğraşıyorduk. Bütün bunları nereden ve nasıl bulup, bir araya getirip, yarışmaya nasıl girecektik? Bir çok yeni amatör var ancak bu amatörlerde henüz lisanslı bir istasyon yok, henüz kulüp istasyonları yok… Sonunda TGM ye sorulduğunda TA2TGM olarak havaya çıkabileceğimiz bildirildi.
Tartışmalar sonucunda, bugün rahmetli <Silent Key> TA2F (Erdoğan Mumcu) ağabeyimizin Ankara Etlik'teki işyerini kullanmaya karar verdik. Yarışmaya bir gün kala, TA2F anteni de temin etmişti. Bizler işe giriştik ve anteni apartmanların arasındaki boşluğa kurmaya başladık. Elbette mahalle sakinleri durumu çok merak ettiler ve "ne yapıyor bu adamlar?" diyerek bizi izlediler. Telsiz dendiğinde aklına "casusluk" gelen bazı vatandaşlar hemen polise şikayet ettiği için, işyerine polis geldi. Ne yaptığımızı sordu, ifademizi aldı. Derdimizi polise anlatıncaya kadar epeyce vakit geçmişti. Sonra işimize devam ettik. Zaman iyice azalmıştı.
Antenler, bağlantılar, cihazlar derken, TA2A Fethi Cangır, TA2Q Zafer Hekimoğlu, TA2CAG Selçuk Hayırlıoğlu imdadımıza yetişti. Elimizde Selçuk ağabeyin RCAL marka sırt telsizi ve Zafer'in kendi imal ettiği lambalı bir verici vardı. Bu durum karşısında, Erdoğan ağabeyin meşhur Collins URR 390 lambalı alıcı cihazını da istasyon odasına kurduk.
Zaman geçti, gece saatleri geldi. Yarışmanın başlama saati yaklaşıyordu. Yarışmaya RCAL ile başlamaya karar vermiştik, çünkü hem CW maniple, hem de SSB mikrofon girişi vardı. Operatör olarak TA2A, TA2F ve TA2Q hazır bekliyordu. Saat gece yarısına geldiğinde uluslar arası telsiz yarışması "Contest" başladı.
Cihazdan tek tük Morse sinyalleri gelmeye başlamıştı. TA2A manipleyi eline aldı ve CQ DX sinyalleri göndererek işe girişti. Görünüşe göre, dünyada bizi duyan ve cevap veren hiç kimse yoktu. Bunun nedenini kendi aramızda telaşla tartıştık. "Herhalde bizim antenimizde bir sorun var veya kullandığımız vericinin çıkış takati düşük kalıyor" dedik. Yarışmaya nasıl devam edebileceğimizi düşünürken moralimiz çok bozulmuştu.
Tam "biz bu işi beceremeyeceğiz, vazgeçelim, bırakalım" derken, TA2Q arkadaşımız kendi imal ettiği lambalı, tek kristalli cihazı denemeyi önerdi. Son çare olarak anteni bu cihaza bağladık. Rahmetli TA2F'nin Collins URR 390 lambalı alıcı cihazını da dinleme amacıyla devreye soktuk. TA2A tekrar manipleye dokunarak CQ CQ… CQ DX… demiş ve TA2TGM çağrı işaretini frekansa göndermişti. Yarışma frekansında önce kısa bir sessizlik oldu sonra ortalık birden arı kovanına döndü. Dünyada, o günlere kadar düzenlenmiş olan yarışmalarda Türkiye'nin çağrı işareti TA'yı hiç duymamış olan amatör telsiz istasyonlarının hepsi, ille de TA ile görüşmek için sıraya girmişti. O dakikalarda bizlerde oluşan duyguyu yaşadığım sürece unutabilmem mümkün değil…
Resimde gördüğünüz İSTASYON ODASI, işte bu yarışmaya ev sahipliği yaptı. O gece emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
TA2ED
Derya ELÇİN
ANTRAK üyesi