Ses frekansındaki elektromanyetik dalgalar
Kulaklarımızın duyabildiği ses frekansı penceresinde (20Hz ile 20kHz) neden bir vericinin yaydığı elektromanyetik (radyo) dalgaları duyamıyoruz?
Bu soru yakın zamanda derneğimizin laboratuvarına yerleştirilen yıldırım tespit sisteminin çalışma frekansını duyunca aklıma geldi. Sevgili hocamız Temel Metin de bana anlattı. Ben de kısa bir yazı derledim:
Yıldırımlar frekans bantlarının aşağı yukarı her frekansında sinyal üretiyorlar. Ama en çok da VLF (çok düşük frekansta – 3kHz ile 30kHz arası) frekanslarında bu yayını almak mümkün. Bunun en büyük avantajı da düşük frekansların yüksek frekanslara göre binlerce kilometreden bile ozonosferden ve yeryüzünden yansıması. Bu frekans aralığı duyduğumuz frekans ile aşağı yukarı aynı aralığa sahip. Ancak insan kulağı ses dalgalarının havadaki titreşimini algılıyor. Peki neden bunları duyamıyoruz?
Ses dalgaları elektromanyetik radyasyon değil. Elektromanyetik aralığın alt tarafındaki (20 Hz ile 20kHz) bu frekanslar ses penceresinde kabul edilebilir. Ancak, elektromanyetik dalgalar (hem elektrik hem de manyetik alanı olan dalgalar) insan kulağı tarafından doğrudan algılanamıyor. Ses dalgaları moleküllerin salınan basıncından oluşuyor. Duyabilmek için de elektromanyetik radyasyonun akışkan basınç dalgalarına çevrilmesi gerekiyor ki bu akışkan hava, su veya başka bir ortam olabilir. En basit şekilde açıklanırsa, bir hoparlör havayı sıkıştırarak ses dalgaları üretiyor, ses kulağımızın algılayabileceği seviyenin üzerine çıkınca duyabiliyoruz. Bunlar aynı frekansta salınan elektromanyetik dalgalar değil.