Blog Nedir?
Blog son zamanlarda artık iyice bilinir olmaya başlayan bir tür kendini ifade etme şekli. Peki siz daha önce bu konu hakkında hiç bir şey duymadınız mı?
Geçenlerde bir arkadaşım bana “Yahu bu blog denen nedir?” diye sordu. Basitçe, İnternet üzerinde kolayca tutabileceği günlük olduğunu söyledim kendisine. Daha sonra kendi kendime aynı soruyu sordum. “Nedir bu blog’un kerameti” diye.
Aslında sanal günlük, Google blogger.com’a ilgi duyup almadan önce de yılardır vardı. İnsanların, aklına gelenleri yazabilecekleri sanal ve her şeyden önemlisi dünyanın her yerinden ulaşılabilecek bir günlüklerinin olması, “keşke önce benim aklıma gelseydi” denecek türden bir fikir. Öyle yıllar yılı gözümüzün önünde durup duran sanal günlük belki de yazacak fazla bir şeyi olmayan, hatta arkadaşlarından gelip gene arkadaş ileti listesinde olanlara yollarken sinir bozucu “>” ve hatta “>>>” işaretleri ile dolu iletileri bile düzenlemeye üşenen yurdum insanına çekici gelmedi.
Bilişim üzerine yazan ünlü köşe yazarları bile bir süre burun kıvırdılar blog fikrine. Birden bire 2006 yılında ilginç gelişmeler oldu ve Türkçe blog siteleri kendilerini göstermeye başladılar. Gerek onpunto.com gerek blogcu.com muhteşem denebilecek bir ilgi gördüler. Neredeyse bir anda Türkçe erişimleriyle artık sıkmaya başlayan kişisel web sitesi oluşturma fikri yerine, kendi küllerinden yeniden doğan web 2.0 ile blog sitelerimiz sanal dünyada yerlerini aldılar.
Bence bunun en önemli nedeni kullanıcıların ana dillerinde yönetip, içerik oluşturabilmeleri. O halde yukarıda geçen gibi bir “üşenme” durumu söz konusu olsa bile, Türkçe blog siteleri kullanım kolaylığıyla insanımızın ilgisini çekmeyi başardı. Giderek artan ilginin devamlı olacağını beklemek yanlış olmaz.
Peki insan neden yazıp bir yerlere bırakır? İnsanlık tarihinin başlarından beri bu durum sürüyor aslında. Mağara duvarlarında bulunan resimler bal gibi de ilk bloglardır. Hala bizlere kendilerini anlatmak isteyen insanların onbinlerce yıl öncesinden kalan hoş sedaları değil mi bu ilkel sanat eserleri?
Günlük tutmak, göreli olarak suya yazı yazmak gibidir. Zaman içinde çok daha yavaş hareket eden dalgalar bir şekilde bunları yok edecektir. Ancak ürününüzün binlerce hatta onbinlerce yıl öteye ulaşması, mağara resimleri örneğinde olduğu gibi mümkündür. Şu anda bir bilgisayarın sabit diskinde, manyetik ortamda saklanan bu günlüklerin ömrünün ne kadar olabileceği aklımızda büyükçe bir soru işareti sadece.
Gerçekten belki de blog “suya yazı yazmak”tır. Ancak, bir sonraki dalga gelip onu silene kadar sizden kalan “hoş seda”dır aynı zamanda.
Kalın Sağlıcakla,
Burçak ÇUBUKÇU
TA2EE