Evrensel Işık
Evrensel ışık tekrar parıldamaya başladı sanırım. Üstelik bu sefer son derece merak uyandıran bir konu ile karşınızda. Baz istasyonları ve elektromanyetik yayınım.
Uzunca bir ara verdiğim Evrensel Işık köşemi tekrar ışığa kavuşturmanın zamanı geldiği hatırlatıldı ve zaten gazetemizin 50. sayısının anısına da yazı yazmayı düşünüyordum; işte tekrar klavyemin başındayım.
Bu ayki yazımı uzun zamandır planladığım bir konudan seçtim. Bunun iki önemli sebebi var; birincisi bu konuda bir takım yasal düzenlemeler sonuçlandı, ikincisi de okuyucularımızdan gelen istekler. Baz istasyonları ve GSM sistemleri hakkında oldukça yoğun bir bilgi istemi ile karşılaşıyoruz, ayrıca bu konu uzun bir süredir de basın gündemini işgal ediyordu. Bu yazımda baz istasyonlarının kullanımı konusunda çıkartılan yeni yasal düzenlemelerin de değerlendirilmesi yapılarak, konuyu herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatmaya çalışacağım.
Konu Başlıkları:
1- Elektromanyetik Yayınım ve Çeşitleri Nedir?
2- GSM Sistemleri ve Baz İstasyonlarının Kullanımı Ne Şekilde Olmaktadır?
3- Elektromanyetik Yayınımda Dünyada Kullanılan Sağlık Standartları Nedir?
4- Türkiye'deki Yasal Düzenlemelerin Tarihçesi ve Bugünkü Durum Nedir?
5- Baz İstasyonlarının Kurulması, Denetlenmesi ve Şikayetler Ne Şekilde Yapılmaktadır?
6- Kamunun Bilgilendirmesi ve Bilinçlendirilmesi Nasıl Olmalıdır?
1-Elektromanyetik Yayınım ve Çeşitleri Nedir?
Kullandığımız tüm elektrikli aletler elektromanyetik(EM) alan yaratırlar ve kısaca EMF (Electro Magnetic Field) olarak gösterilir. EM yayınım (Işınım ve Radyasyon (Radiation) da denilir) dalgalar şeklinde olur ve serbest ortamda ışık hızıyla (300.000Km/sn) gerçekleşir. Bu dalgalar periyodik olarak değişen, hem elektriksel hem de manyetik birleşenlerden oluşur. Dalgaların 1 saniyedeki titreşimine frekans denir ve Hertz(Hz) birimiyle ifade edilir. Kilohertz (KHz=bin Hz), Megahertz (MHz=milyon Hz) ve Gigahertz (GHz=Milyar Hz) olarak katları ifade edilir. Önce spektrum adı verilen ve dalgaların hangi frekansta yayıldıklarını gösteren tabloya bakalım.
Bu spektrumdaki bazı EM dalgaların yayınımı insan sağlığı üzerine doğrudan etkilidir. Biz buna "İyonize Yayınım (Radyasyon)" diyoruz ki
f(frekans) > 1016 GHz değerdeki EM dalgalar için geçerlidir. İyonize yayınım geçtiği maddesel ortamlarda atomdan parça kopararak atomu iyonlaştırır. Bunun bir canlı hücresi olması ve uzun süre bu durumdan etkilenmesi durumunda ise canlı ölür. Örnek verecek olursak; rontgen çekimi sırasında kullanılan X-Işınları 1018 GHz frekansındadır. Aynı şekilde kanser ışın tedavisinde kullanılan Gama-Işınları 1022 GHz frekansındadır. Bu radyasyon (Işınım) uzun süre canlı hücreye verildiğinde ölümüne sebep verir, bu nedenle tedavilerde kullanılan bu ışınlar çok sıkı güvenlik önlemlerinde ve doktor gözetiminde kullanılabilirler. Ne yazık ki atom bombası patlaması sırasında açığa çıkan Gama ışınımları olup, kontrolsüz bir şekilde ve yüksek oranda kullanıldıklarından insanların ölümüne sebep olmaktadır.
Bir yayınımın frekansı azaldıkça canlı hücreler üzerindeki tahribatı da azalmaktadır. Düşük enerjili bu yayılıma biz "İyonize olmayan (Noniyonize) Yayınım(Radyasyon)" diyoruz. Bu tip radyasyon doğrudan canlı hücrelere zarar vermez, fakat ilerde açıklayacağımız şekilde ve limitlerde kullanılması önerilmektedir. Açıkçası noniyonize yayınımın doğrudan kanser veya benzer bir hastalığa yol açıp açmadığı bugüne kadar ispatlanabilmiş değildir.
Sadece elektrikli cihazlar EM dalga yaymaz. Güneş ışığı 1014 Hz, insan vücudu da 1012 Hz den biraz az titreşimli bir yayınım yapar. Kızılötesi dediğimiz bu yayınım, vücut sıcaklığımızı 370C de sabit tutmak için kullanılmaktadır.
Bizim radyo dalgaları dediğimiz frekanslarda yine spektrumda görülebileceği gibi 10KHz ile 300GHz arasında değişen dalgalardır. Amatör telsiz frekansları da bu frekans bandında yer alır ve;
1.8MHz-30MHz | HF (High Frequency) |
144MHz-146MHz | VHF (Very High Frequency) |
430MHz-440MHz | UHF (Ultra High Frequency) |
1240MHz-1300MHz | SHF (Super High Frequency) aralarını kullanılır. |
GSM haberleşmelerinde şu anda 900MHz, 1800MHz ve 1900MHz kullanılmaktadır. Yani GSM frekansları spektrumda 108 ile 109 Hz bandında bulunmaktadır ki, bu frekansa MW (Micro Wave-Mikro Dalga) denilmektedir. Evimizdeki mikro dalga fırınlar da 2450MHz de çalışmaktadır.
Bunun yanında yerkürenin ve vücudumuzun her bölgesinde EM özellikler saptanmıştır. EM alanının güç ölçü birimi Gauss(G) dur. Dünyanın DC manyetik alanı 0.5G ve AC manyetik alanı (3 ile 10)10-5G düzeyindedir. İnsan vücudunun DC manyetik alanı ise 10-5 ile 10-9G düzeyindedir. Burdan da görüleceği gibi insanın DC ve dünyanın AC manyetik alanları birbiri ile uyumludur, yani başka bir deyişle insan ve dünya aynı titreşime sahiptir. Sağlıklı kalabilmek için insanın bu frekansını bozacak etkilerden uzak kalması gerekmektedir. Peki insanlar bundan uzak kalabilmekte midir? Yanıt kesinlikle olumsuzdur. Zira az önce de belirtildiği gibi elektrikle çalışan her cihazın yaymış olduğu bir EM alan vardır. Üstelik teknolojinin ilerlemesi ile birlikte kullanım alanı gittikçe artan bu cihazlardan artık uzak kalmamızda mümkün değildir. Normalde bir insanın manyetik alanı ortalama 10-6G düzeyinde olması gerekir. Oysa evimizde kullandığımız elektrikli ev aletleri 1mG ile 25G arasında EM yaymaktadır. Örneğin bir saç kurutma makinası 25G, traş makinası ve floresan lamba 5 ile 10G, renkli TV 1 ile 5G arası şiddette yayılım yapmaktadır. Uluslarası standartlara göre bir insanın 24 saat sürekli EM alana maruz kalma limiti 1000mG dur. Bunun üstündeki limitlerin insanı ne şekilde etkileyeceği bilimsel olarak saptanmamış olsa da, genel olarak bu yayılımın hücresel düzeyde bir etkisi olabileceği için değişik hastalıklara yol açması beklenebilir. Bu konuyu ilerde daha detaylı inceleyeceğiz. Fakat şunu da belirtmeden geçmemek gerekiyor; EM alan şiddeti uzaklığın karesi ile ters orantılı olarak değişir. Bu nedenle yukarıda bahsi geçen elektrikli cihazların kullanım sıklığı ve onlardan olan uzaklığımızı göz önüne alarak 24 saat için verilen 1000mG'luk limite ulaşmanın da oldukça zor olduğunu söylemek gerekiyor.
Spektrumumuzda daha aşağı indiğimizde yani 102 Hz ve aşağısına, burada ELF (Extra Low Frequency) dediğimiz alanlarla karşılaşıyoruz. Örneğin yüksek gerilim hatları ve trafolar 50-60Hz yayınım yaparlar. Bu alanlara uzun süre maruz kalanlar üzerinde yapılan bilimsel deneylerde, doğum ve üreme anormallikleri, kanser, hücre seviyesinde bozulmalar, bağışıklık ve sinir sistemi hastalıklarına rastlanmıştır.
Bir sonraki ay GSM sistemlerinin kullanımını ve dünyada bu konuda sağlıkla ilgili düzenlemeleri anlatacağım.