Mizah
Tedbirsiz, hesapsız anten kulesi üzerinde iş yapmaya çalışan talihsiz amatör telsizcinin ibret alınacak öyküsü. Okuyun tedbiriniz ona göre alın!
Radyo Amatörleri,
Biraz gülüp, Çok daha fazla düşünelim.
Anten Kulelerine Dikkat.
Bir Radyo Amatörü , anten kulesine tırmanma sırasında ufak bir kaza geçirir ve uzun süredir prim ödediği sigorta şirketine başvuruda bulunarak kaza sonunda harcadığı tedavi giderlerini talep eder. Başvuruyu tetkik eden sigorta eksperleri bizim amatörle irtibat kurup kaza ile ilgili daha açıklayıcı bilgi talebinde bulunurlar.
İşte bizimkinin verdiği açıklamalı kaza raporu.
“Bu açıklayıcı raporu, daha önce size takdim ettiğim kaza raporunun üçüncü bölümünde yer alan kaza nedeninin açıklanmasını istediğiniz için sunmaktayım.
Kaza nedenini daha önce ‘yetersiz iş planlaması’ olarak belirtmiştim.
Yazınızda bu hususun daha detaylı açıklanmasını talep ettiğinizden, aşağıdaki açıklamamın bu konuyu aydınlatmada yeterli olacağına inanıyorum.
Ben bir radyo amatörüyüm ve kaza günü tek başıma 24 metre yükseklikteki yeni anten kulemin en tepe bölümünü monte etmekteydim. İşimi tamamladığımda bir de göreyim ki sabahtan bu yana kulede aşağı yukarı inip çıkarken yukarıya 150 kiloyu aşan alet edevat ve yedek parça çıkartmışım. İhtiyaç fazlası gereksiz bu malzemeyi teker teker aşağıya taşımak yerine, kule tepesindeki bir çıkıntıya bağlı olan makara yardımıyla uzun bir halat ucundaki iri bir kova yardımıyla aşağıya indirmeye karar verdim.
Halatı aşağıda sağlam bir yere bağladım ve yukarı çıkarak halatın diğer ucundaki kovaya fazla malzemeleri doldurdum. Aşağı inerek halatı çözüp sıkıca kavrayarak 150 kiloluk yükü yavaş yavaş aşağı indirmeye başladım. Daha önceki raporumun 11. bölümünde belirttiğim gibi benim ağırlığım 75 kilodur. Aniden kendimi halatın ucunda büyük bir ivme ile yerden yükselirken buldum. Bir anda neye uğradığımı şaşırdım ve ipi bırakmayı akil edemedim. Tahmin edeceğiniz gibi büyük bir hızla kendimi 24 metrelik kulenin tepesine yükselirken buldum. Tam yarıdayken yukarıdan gelen kova sırtıma ve bacağıma hızla çarptı. Omurgamdaki ve bacağımdaki kırığın sebebi budur.
Bu çarpma ile azıcık yavaşlamama rağmen yine de hızla tepeye ulaştım. Sağ elimin parmakları ikinci boğumuna kadar makaraya sıkışanca anca durabilmiştim. Parmaklarım da o anda kırıldı. Şanslıyım ki tam bu anda ne olup bittiğinin farkına vardım ve elimdeki acıya rağmen aşağıya düşmemek için halatı daha da sıkı kavradım. Ancak tam bu anda kova da yere hızla çarpmış ve içindekiler olduğu gibi yere dökülmüştü. Boş halde söz konusu kova ancak 8-10 kilo ağırlıkta kalmıştı ve ben de yukarıda yazdığım gibi 75 kilo ağırlıkta idim.
Tahmin edeceğiniz gibi bu kez de aşağı doğru hızla hareket etmeye yani bir başka deyişle kulenin yanından düşmeye başladım. Tabii ki yarı yolda tekrar kova ile karşılaştım. Bunun bedeli de bir dirseğimin ve diz kapağımın kırılması oldu. Ama bu sayede yani biraz da bu çarpmanın yavaşlatması sayesinde bence yavaşça ama yine de büyük bir hızla yere dökülmüş olan alet edevatın üzerine kapaklandım. Bu anda ne mutlu ki sadece üç kaburgam kırılmış.
Raporuma eklemekten büyük bir üzüntü duyuyorum ama yine de yazmalıyım; orada ayağa kalkamadan aletlerin üzerinde acı içinde kıvranarak yatarken tam tepemde 24 metre yükseklikte sallanan kovayı gördüm, gözlerim karardı yine kendimi kaybettim ve halatı bırakmak zorunda kaldım.”
Not:
Olay tamamen bir hayal ürünü olup Temel, Dursun ve yakın çevresi ile bir ilgisi bulunmamaktadır. HI..
Darısı bizdeki kulelerin başına. Umarım yakın bir gelecekte, Gölbaşında, Söz . Kuleyi kaldırırken birkaç arkadaş çağıracağım.
TA2T – Tahir