Mors'ta nereden nereye?
Amatör telsizcilikte de önemli bir yeri bulunan Morsun tarihine bir ustanın penceresinden bakmak nasıl olur dersiniz?
Dizinin onüçüncü yazısını kaçırmayın!
Tam Otomatik Maniple Dönemi'nde, artık manuel sistemlerle yorulabilen bilek ve çalışan parmaklar yorulmaktan kurtuldu. Mors haberleşmesinin en güzel dönemine girilmiş oldu. İnsan beyninin takip edebileceği en yüksek hıza bu dönemde çıkılabildi. Düşünün bir defa, diğer dönemlerde bir çok reflekslerle yazmaya çalıştığınız mors harflerini, parmaklarınızın ucunu oynatarak yazabiliyorsunuz. Daha önce zorluk çekenler için bu kadar zevkli bir şey olabilir mi?
Tam otomatik manipleyi kullanırken, hep maziyi hatırlarsınız. Diğer maniplelerle karşılaştığınız zorluklar gözünüzün önünden film gibi geçer ve icat edene devamlı dua edersiniz. Tam otomatik maniple dönemindeki en önemli gelişmelerden birisi de, tereddütlerin azalmasıdır. Saatlerce hiç durmadan yazabilirsiniz. Haliyle bu dönemdeki haberleşme hem hızlandı, hem de iş akışı bakımından özellik kazandı.
Tam otomatik maniple iki bölümden oluşuyor. Birincisi, noktaları ve hatları otomatik olarak istenilen süratte çıkartabilen elektronik cihaz (Keyer), ikincisi ise, elimiz ile bu cihaza kumanda edebildiğimiz maniplesi (pedalle).
İlk gördüğümüz elektronik cihaz Amerikan yapısı Helligrafters idi. Lambalı olan bu cihazda, iki adet role nokta ve hatları ayarlıyordu. Maniplesinin şekli ise, titreşim yapmayan ve boyu yarım otomatik maniple (Vibroplex)'den daha kısa olan bir manipleye benzer.
1960'lı yılların başında, otomatik manipleden Dışişleri Bakanlığında 2 arkadaşımızda vardı. Onlar da bunu kendi özel imkanları ile yurtdışından temin etmişler. Bu otomatik maniplenin de kralı Feyyaz Calp ağabeyimizdir. Karşısına telgraf almak için oturduğumuzda, bazen QRS (Lütfen süratinizi düşürünüz) çekmek zorunda kalıyorduk. Kulakları çınlasın, eli alışmış ve hiç yavaşlayamazdı. Feyyaz Calp, tam İzmir'li ve elektroniğe çok merakı olan bir ağabeyimiz. Türkiye'de ilk defa keyer yapmıştır. Ben de keyer'ımı ondan satın aldım. Elektronik hurdacıları çok dolaşırdı. Bir tane de 400 wattlık verici yaptı. Onu, İzmir'deki amatör arkadaşlarımızın arayıp bulmalarını ve aralarına almalarını tavsiye ederim. Emekli oldu ve İzmir'de yaşıyor. Dışişleri Bakanlığı belirli bir süre, haberleşmesinde hakikaten Türkiye'nin en seçkin morsçularını çalıştırmıştır. Bunların çoğu uluslararası 2.nci sınıf operatör belgesine sahiptir.
Bu yazılarımda her dönemin Türkiye'deki dahilerinden bahsettim. Bu çok değerli ve memleketimize, haberleşme alanında büyük katkılarının olduğuna inandığım arkadaşlarımın resimlerini bulabilirsem, herhangi bir yazımıza ilave edeceğim.
Keyer'lar o kadar çok çeşitlendi ki, artık şimdilerde verici cihazların bir parçası haline geldi. Bazı otomatik maniplelerde keyer ve paddle bir arada. Bazıları cebe girecek boyda. Yeni yapılan cihazlar haliyle küçük chip'lerle yapılıyor. Daha kullanışlı. Sanıyorum birçok amatör arkadaşım keyer'i kolaylıkla yapabilir.
Bütün maniple çeşitlerinin, kendilerine göre tutuş tarzları vardır. Öğrenme usulleri vardır. Şayet maniple yazmaya tarifsiz başlarsanız, hatalarınızı anlamayabilir, karşı tarafta sizi dinleyenleri tereddütlere düşürebilecek müzmin bir hastalığa yakalanabilirsiniz. Manipleye hangi tarzda başlarsanız, eliniz ve beyniniz o tarza alışır. Bir daha değiştirmek hemen hemen imkansızlaşır. Otomatik maniple yazanlarda bile, başlangıç bilgisizce yapılmışsa, ritim bozukluklarına rastlamak mümkündür.
Mors öğrenmek isteyen amatör arkadaşlarıma, önce almada kulaklarını iyice alıştırmalarını, maniple yazmaya ise almayı pekiştirdikten sonra başlamalarını öneririm. Aksi halde QSO'larda alınması gereken zevkin derecesi düşük olabilir.
Elimizden geldiği kadar bu konularda arkadaşlarımızın yanında olacağız.
Maniple dönemlerinin sırasını bozmamak amacıyla, 1920'lerden beri haberleşmede halen çok yavaş olmasına rağmen kullanılan teleprinter (Telex) haberleşmesinden bahsedemedik. Kablolu haberlesme ihtiva eden Telex Network'üne ilk internet dönemi adını verebiliriz. Başlangıçta 25 Baud, kısa bir süre sonra uluslararası standart 50 baud olarak kullanılan bu sistem, şu anda dahi İnternetin giremediği yerlerde hala kullanılmaktadır. Bu haberleşme sisteminin de, dünya haberleşmesinde çok önemli yeri var. Şayet Uluslararası Telex Network'üne aboneliğiniz varsa (aboneliğiniz rehbere yazılıyor), Türkiye'desiniz, telex cihazınızdan networke abone olan dünyanın herhangi bir yerindeki telex numarasını yazıyorsunuz, o cihaza bağlanıp mesajınızı veriyorsunuz. Şimdiki imkanlarla pek büyük bir hayret uyandırmıyor ama yılın 1920'ler olduğunu düşünürseniz, teleprinterlerin bir bilgisayar gibi kullanıldığına karar verirsiniz. Bu sistem 82 yıldır hala yaşıyor.
Yine 1920'li yıllarda teleprinterler, kablosuz mors haberleşmesinin yerini almaya başladı. Verici cihazlara maniple yerine printerler takıldı. Böylece teleprinterin tele'si ortadan kalktı. Adı da telsiz telem oldu (RTTY) Radio Teletype. Gelişen dünyanın iş hacminin mors haberleşmesi ile bitirilmesi mümkün mü? Parası olan RTTY aldı ve işini daha çok hızlandırdı. RTTY de 50 baudla başlayıp sırasıyla 75 ve 100 bauda ulaştı. Günümüzde bazı teşkilatlarda halen kullanılmaktadır.
Mors haberleşmesi resmen, değişik dönemler geçirerek güncelliğini tam
(1844-1999) 155 yıl muhafaza etti. Resmen gündemde olmasa da onu unutmak mümkün mü? Amatör frekanslarımızda QSO'lar hala devam ediyor.
Sevgiler/Saygılar.