Okur Mektupları Köşesi
…Sitemizin forum bölümünde bir çok konu belirli bir organizasyon çerçevesinde ele alınıyor. Fakat grup yazışmalarında sorulan teknik sorulara, uzman arkadaşlar tarafından verilen cevaplar bir kereye mahsus olarak ekranımıza geliyor, sonra unutulup gidiyor. Burada yer alan değerli bilgileri saklayabilmek için bu bölümü sürdürmek istiyoruz. Daha çok bizim eleğimizde kalan bilgiler olacak fakat ıskaladığımızı düşündüğünüz konuları bildirirseniz seve seve yer veririz. Eleştiri ve tavsiyeler de ye alacak elbet. Övgüler yer almayacak
Arkadaşlarımızdan gelen soru ve cevaplarda ki kişisel ifadelere yer vermedik, bazı ifadeleri de (…) kullanarak ayıkladık, bu tutum sansür değil sadelik arayaşından kaynaklanıyor. Kendilerine anlayışlarından dolayı teşekkür ederiz.
Bakalım bu ay neler var ?
… Siemens s7-200 simulasyon programının olup olmadığını bilen var mı? Elimde plc olmadan yazdığım programın çalışıp çalışmadığını öğrenebilir miyim? [pantersin45@mynet.com]
Elimde S-700 ile benzer özellikler gösteren bir simulasyon programı var. Endüstriyel otomasyon dersinde çok işime yaramıştı doğrusu. Dersin hocası bile çok şaşırmıştı bu programa. e-mail adresinizi verirseniz gönderebilirim (program 2.15 MB). e-mail ile istemiyorum derseniz google'dan InstallSimuPLC211 Eng ismi ile aratabilirsiniz. Yalnız program biraz karmaşık gelebilir. Daha sonra ihtiyaç duyarsanız yardımcı olmaya çalışırım. [mustimman@mynet.com]
… Özellikle pic kontrollü devrelerde parazit kaynaklı olduğunu düşündüğüm pek çok aksama yaşanıyor. Tavsiye olunan bir parazit filtresi var mıdır? [isimsiz gelmiş]
Gazetenin Şubat 2004 sayısında, Sn. İpekkan'ın tavsiye ettiği bir parazit giderme devresi var. Bu devreyi 220 AC girişinde kullanırsanız, tabi elektrollitik kondansatörleri kaldırmak ve polaritesiz kondansatörleri en az 250 VAC ye değiştirmek şartıyla (Bobin turları enaz seviyede kalacak şekilde ancak tel çaplarıı 0,2 mm2 indirilebilir, AC şebekeden gelecek tüm parazitik etkileri sıfırlar. Ayrıca, DC tarafında bu devreyi aynen tekrar kullanırsanız pil gerilimi gibi Tertemiz tam doğrultma elde edersiniz. Yine de Gazeteden aldığım devrenin şemasını ekte gönderiyorum. Hazır Filtreleri kullanmadım ama sargılar burada önemlidir bifilar şeklinde sarılması gerekir. Aksi halde paraziti yok edecem derken tam tersine yayın yapar hale getirirsiniz. [piposonmez@yahoo.com]
… 30 KVA 'lık bir UPS üzerinde yeteri kadar (normal limitleri içinde) yük var. Sistemde harmonikler doğuyor ve bu yükler arasından bazı önemli bilgisayarlara zarar verebilir. Bu sistemden 10KWatt gücünde bir klima devre dışı bırakılacak olduğunda sistemin harmoniklerinin (ve dolayısıyla dalgalanmanın) ortadan kalkması gerçeklenebilir ama bu durumda başka sorunlar olabilir mi? UPS üzerindeki yükün azaltılmasının oluşturacağı sorunlar hakkında önerisi olan var mı? [korkmazilker@yahoo.com]
30 KVA lik UPS nominal şartlarda yani 100% e yakın yüklüyse ve harmonikler oluşuyorsa. yük azaltarak bu problemi gideremezsiniz. Aksine başınız daha çok ağrır, yani UPS'in bağlı olduğu baraya daha çok harmonik basarsınız. Diğer arkadaşlar ne düşünürler bilemem ama bence bunun tek çözümü UPS ile bara arasına harmonik filtre koymak. [sagalar1979@yahoo.com]
… Infra red alıcı ve verici ile uzaktan bir motoru kontrol etmek istiyorum. Bir çok yerde ir vericisi 38Khz ile sürüldüğünü gördüm. Bunun nedeni nedir? Kızıl ötesi ışığı kesintisiz bir şekilde göndersem ve alıcı var-yok mantığı ile algılayıp buna göre işlem yapsa olabilir mi? Elimdeki alıcı TSOP 1136 acaba ir vericisinin 38Khz ile sürülmesi alıcı ilemi ilgili? Bir de kafama takılan nokta şu, sistemde verici kumandasında bir tuşa basıldığında motor sağa, başka bir tuşa basıldığında sola dönmeli. her iki tuşda ir vericisini tetikleyerek 38Khz lik kızıl ötesi ışık yollayacak, peki nasıl bir protokol uygulamalıyım ki alıcı kısmı sağ veya sol tuşun kodunu algılayabilsin? Yani kısaca ir vericisi ile 4 bitlik yada 8 bitlik işareti (mesela 0110) nasıl yollarım ve alıcı kısmı bunu nasıl algılar? [mehmetle@yahoo.com]
Kızılötesi ışığı belirli bir modulasyonla göndermezseniz çevredeki pek çok kızılötesi ışık kaynağından (güneş ışığı, fluoresan lamba… ) etkilenecektir. Kabaca, bir alıcı modül 38 KHz'e duyarlı ise, bu frekans üzerinden gelen bilgiyi değerlendirecek, diğer sinyalleri dikkate almayacaktır. Kesin olarak emin olmamakla birlikte elinizdeki alıcı (TSOP 1136) sanırım 36KHz'lik bir alıcıdır. Dolayısıyla vericinin de buna uygun olması gerekir.
IR ile bilgi göndermek için ise çeşitli protokoller mevcut. Bence kullanımı en kolay olan Sony'nin IR kumandalarında kullanılan SIRC protokolü. Piyasada Sony uyumlu pek çok kumanda da bulunmakta. Belki yapacağınız iş için verici olarak herhangi bir tv yada video kumandasını da kullanabilirsiniz. Kendiniz yapmak isterseniz bunun uygulamasını yapmakta çok zor değildir. SIRC ve çeşitli diğer protokoller için aşağıdaki linki bir inceleyin: http://www.xs4all.nl/~sbp/knowledge/ir/ir.htm [aligulen2000@yahoo.com]
Cevap için teşekkürler. ir vericisinin neden belirli bir frekans da sürülmesi gerektiğini anladım, ancak hala dataların nasıl iletildiğini çözmüş değilim. 38Khz 'lik arka arkaya 1 ve 0 lardan oluşan bir darbe dizisi gönderildiğinde alıcı bunu nasıl yorumluyor. Mesela 1011 datasını 38Khz'lik bir ir verici ile nasıl yollarım ve alıcı bunu nasıl algılar? Ben şöyle düşündüm alıcı ve vericiyi belirli bir uzunluğa set etsem yani iletişim başladığında verici, 10 tane 38Khz 'lik darbe (260us) gönderdiği zaman alıcı bunu 1 olarak algılasın ve 260us boyunca hiç bir şey göndermediği zaman (yani 10 darbe süresince) alıcı bunu 0 olarak algılasın. Bu şekilde bir mantık doğru mudur? [mehmetle@yahoo.com]
Burada 38 khz lik sinyal gönderilecek olan bilgileri taşımak için kullanılıyor. Yani giden bilgiler sağlıklı yolculuk yapsınlar diye alıcıda taşıyıcı sinyal atılıyor geriye kalan bilgiler değerl
endiriliyor. Bilgi 0110 sa bir görev; 0001 se başka bir görev yapılıyor.
[tulay.turan@bnet.net.tr]
İzin verirseniz birşeyler eklemek istiyorum:
IR verici diyotunun darbelerle sürülmesinin bir diğer sebebi de darbe akımlarının normalde doğru akım olarak verildiğinde diyodu tahrib edecek kadar yüksek (1Amper gibi) değerler tutularak yüksek çıkış gücü elde etmek gerekliliğidir. Ancak bu sayede alıcı verici sistemlerin birkaç metrede çalışabilmesi mümkün olabiliyor. Öte yandan böyle bir gücü diyot (IR) kaldırsaydı bile batarya kaldıramayacağı için sorun olacaktı. Gönderilen bilgiler bildiğim kadarıyla FSK ( Frequency Shift Keying) Frekans kaydırmalı anahtarlama yöntemiyle bu iş için yapılmış elemanlar tarafından kodlanıyor ve alıcı devrelerde bu kodları çözüp çıkışlarında verebiliyor. Bunlara örnek Philips'n SA 3008 ve 3010 entegrelerini verebilirim. Bunlar matriks yapısında olan x1,x2,xn ve y1,y2,yn girişlerinin (mesela 8×8 = 64) sayısı kadar girişi kodlayıp modüle edebiliyorlar. tabi 2 lik düzende basılan tuşun kodu örneğin 10010 gibi çıkışlarına veriyorlar. alıcı devrelerden de bu bilgileri 4 ya da 8 bit gibi değerlerde paralel ya da seri formatta kodu çözülmüş olarak almak mümkün olabiliyor.
Mesela tv uygulamalarında aynı kodlama entegrelerini kullanan cihazların kumandalarının karışmaması olayını da bu 38 khz osilatör frekansı belirliyor. Yani biri 38 khz diğeri 450 khz bir başkası 438 khz gibi değerleri alıp işleyebildiğinden ( alıcı tarafta da vericideki kristalin aynı değerinde kristal var ya da o frekansı almak üzere akord edilmiş) birbirine karışma olayı olmuyor. Uygulama devresi yapmak isterseniz eski tv uzaktan kumandalarını alıp modofiye edebilirsiniz ama yeni tip tvlerde bu sinyalin kodunu çözme işini aynı zamanda programlanmış bir mikrokontrolör olan entegreler yaptığından alıcı kısmı sorun olur. Eski tip cihazların devreleri bu konuda daha elverişlidir. [sozuak2004@yahoo.com]
Bu tür bir sistem gayet basit. Bu tür alıcılar herhangi bir sinyal almazken çıkışlarını 1 de tutarlar. (yani rs232 dekine benzer bir mantık) Girişine moduleli sinyal yani 38khz lik sinyal geldiğinde gelen sinyal süresince çıkışını 0 a çeker. basitce böyle. 1 ve 0 ları gönderirken belirli bir süre 38khz lik karedalga(1 için) ve belirli bir süre boşluk(0 icin) göndermen gerekir. verici için piyasadaki tv vericilerini kullanabilirisin. bunlar baya ucuz (3-5 milyaonTL) alıcı olarakta herhangi bir picle (12c508 bile olabilir) gönderilen datayı çözüp işlem yaptırabilirsin bencede SIRC protokolu en kolayı. bunun içinde sony veya uyumlu bir tv icin yapılmış bir kumanda bulmalısın. pratikte bu gibi sistemleri uygularken çok dikkatli olmalısın. Kullandığın alıcinın kalitesine bağlı olarak çok uğraşabilirsin. Bunlar sadece optik değil aynı zamanda elektriksel gürültüyede oldukça açık cihazlar. Sendeki hakkında bilgim yok fakat eğer metal kasaya sahipse kasayı gnd ucuna lehimlemeyi unutma. Ve eğer imkanin varsa alıcı çıkışını osilaskopla izle. Kolay gelsin. [aydinkoyuncu@yahoo.com]
Bendeki alıcı TSOP1136, 36KHz lik bir alıcı. protokolleri bilmiyorum ancak kendi protokolümü oluşturmaya çalışıyorum. sizinde yazdığınız gibi belli bir süre vericiden 36KHz'lik sinyal gönderdiğimde, alıcı ucu sıfıra düşüyor ve mikrodenetleyici vasıtası ile bunu 1, belli bir süre boyunca alıcı ucu yüksek seviyede ise (yani vericiden sinyal gönderilmemiş ise) bunu 0 olarak algılatıyorum.
Data iletişimi başlayacağı zaman ilk bit başlangıç biti (1), daha sonra kendi belirlediğim iki bitlik denetleme kodu ve son iki bit data verisi olarak gönderiyor ve almaya çalışıyorum ancak şu anda senkronizasyon sorunum var. acaba alıcı ucunu sıfıra düşürmek için vericiyi optimum nekadar 36KHz'lik bir işaret ile sürmeliyim? vericiyi 36KHz'lik işaret ile sürdüğüm süre boyunca alıcı ucuda o kadar süre düşük seviyede kalıyormu, yoksa başlangıç da biraz geç cevap veriyor ve bitişte de biraz daha fazla o durumda bekliyor olabilir mi? [mehmetle@yahoo.com]
Evet siz isaret gönderdiğiniz sürece karşı taraf 0 da kalacaktır. Zaten SIRC protokolu bu mantıkla çalısıyor. Yani 1 ve 0 lar karşı tarafa gönderilen sinyalin "süresine" bakarak ayırtediliyor. Bunun yanında Bu alıcılar küçük boyutlarına rağmen içleri bir hayli kalabalık. Filtreler, dekoderler… Yani siz sinyal göndermeye başladığınız zaman aynı anda alıcıda değişim göremezsiniz. Bu aradaki gecikmenin süresi hakkında kesin bir şey söyleyemeyeceğim. Belki alıcı datasheetini bulabilirseniz daha kesin değerler elde edebilirsiniz. [aydinkoyuncu@yahoo.com]
… IGBT nedir? [kimi zaman da biz sorduk]
IGBT (Insulated Gate Bipolar Transistor) sürme açısından MOSFET gibi davranırken güç iletimi açısından bipolar tranzistör gibi davranır. Hem sürmesi kolay hemde verimi yüksektir. Genelde bu tür elemanlar kıyıcı köprü devrelerde kullanılırlar. Köprünün beslendiği DC bara gerilimi çok önemlidir. Bu yüzden köprünün altındaki IGBT'leri sürmek kolaydır fakat üst taraftaki IGBT'leri yüzdükleri için sürmek zordur. Bu nedenle üst tarftaki IGBT'lerin sürme devresini beslemek için izole ve ayrık bir besleme kaynağı gerekir. Normal MOSFET driver'lar IGBT içinde kullanılır. Önemli olan ilk olarak kıyıcı işareti üretmek (bu PWM yada fixed duty cycle olabilir), daha sonra bu işareti izole olarak (izolasyon pulse trafolarla sağlanabilir ) güç katına iletmek ve orada IGBT'yi sürmektir. Burada güzel bir konu da IGBT için sadece solid state elektronik elemanlardan ( diyot, tranzistor, vs) kurulu çok ucuz koruma devrelerinin olmasıdır. Ayrıca bu yüzen sürme devresi gerilim kaynağının diyot kapasite çifti ile yapılabiliyor olmasıdır. Bu konuda International Rectifier'dan çok güzel bilgiler elde edinilebilir. [gokhan.gurlek@ttnet.net.tr]
… Elimde bir digital fotoğraf makinası var, 4 kalem pille çalışıyor birde cihazda 6v. luk adaptör girişi var. Ancak şarjlı pil taktığımda bu adaptör ile şarj edebileceğimi düşünmüştüm ama şarj etmiyor.(Yetkili servisde şarj etmeyeceğini söyledi). Ama ben ısrarla böyle bir adaptörle şarjetmek istiyorum (pillerin giriş kapağı biraz eğreti sök tak yaparken elimde kalacak ayrıca bu kapak açılınca CF kart ta yerinden çıkıyor). Ayrıca kullandığım piller 1400mA olmasına rağmen istediğim performansı göstermiyor. Bu adaptör işine ve pil problemi için her türlü fikir ve tavsiyeye ihtiyacım var. [cemcakmak@yahoo.com]
Günümüzde şarjlı piller 2000 mA nin üzerlerine kadar (GP de 2300 ü duyurdular) çıkmışken
1400 mA ile netice alman çok zor. Onun yerine markalı alkaline pillerden kullanabilirsin. Ayrıca Varta lar biraz pahalı ama 2000 mA üzeri dört adet almanı tavsiye ederim. Makinayı çok sık kullanıyorsan GP lerden uygun fiyata bir takım da yedek alabilirsin.
Ayrıca bir adet de şarj cihazı lazım. Çünkü zaten bir şarj cihazı makinanın boyutundan daha büyük. O yüzden makinanın şarj etmesi pek fazla sağlıklı olmaz. Hem şarj etmediğini de söylemişler. Şarj cihazı alırken dikkat; 1, 3, 5 saate kadar hızlı şarj edenler var. Şarjdan önce otomatik/manuel olarak deşarj edenler var (ki bu pilin sağlığı ve ömrü için çok faydalı). Ayrıca önemli bir konu da araba çakmağına bağlanıp şarj edebilenden alırsan çok faydası olur.
[simsek53@yahoo.com]
Bir cihaza aynı çıkış değerlerine sahip bir adaptör takınca – hayır güzelim bu benim adaptörüm değil sonuçlarına da katlanacaksın! nıhahaha!!! mı dediğine inananlardanız yoksa… "bu adaptör dediğiniz kendi adaptörü değil herhalde ama ısrarla ederim diyorsanız sonuçlarınada katlanırsınız" komik! [Night and Day]
Bu mesajı yazan arkadaş bildiği bir şey varsa güzel bir şekilde izah etsin bizde birşeyler öğrenelim. Ayrıca ismini de yazarsa kimle muhatap olduğumuzu biliriz. Benim anladığım bu cihazda şarjlı pil kullanılamayacağı. Belki cevap yazarken biraz daha ayrıntılı yazmaya çalışmak gerekiyor.
Herkese kolay gelsin. [Anonim]
Piyasada adaptör adı verilen, uyduruk olsun olmasın, cihazlarla Ni-Cd ve/veya NiMh pilleri şarj etmeye kalkmak bu nazik aletleri katletmektir. Nedeni basit , bu cihazlarda olması gereken akım sınırlaması yoktur. Yani herhangi bir, akım çeken cihazı çalıştırmak için yapılmıştır. Akım Kaynağı olarak verebildiklerinin sonuna kadar açıktır, bu nedenle de şarjlı piller gerekenden fazla akım çekeceklerinden kısa sürede tahrip olurlar. İkinci olarak, şarjlı piller birazda dalgalı akım isterler (rıpıllı( ! )). Yani 3-5 mV AC gerilimin DC üzerinde olması istenir. Piyasa ağzıyla aktarayım, piller tembelleşmesin, salaklaşmasın diye. Ni-Cd pillerin kötü bir özelliği vardır. Zener karakteri taşır, piller tamamen boşalmadan şarj etmeye kalkarsanız. Şarja başlandığı noktayı akılda tutar ve sonrada şarj gerilimi bu noktaya erişince şarjı keser, tam şarja ulaşamaz, dolayısıyla pil dayanmıyormuş gibi bir hisse kapılır, randımansız deriz. Eğer bataryayı meydana getiren pillerden biri kısa devre olmamışsa, pil randımanı genellikle düşmez. Bu nedenle Özellikle Ni-Cd pilleri ayda bir, Ni-Mh pilleride 3-4 ayda bir tamamen boşaltıp yeniden 14-18 saatlik şarja tutmak gerekir. Böylece telefonda olsun başka cihazlarda olsun 4-5 yıl bu pilleri randımandan düşmeden kullanabiliriz. Yeni Ion piller için böyle bir problem yoktur… Ayrıca piyasada satılan " abisi sen bundan al, çabuk şarz (!) eder "denilen hızlı şarj eden (Rapid) şarjörlere PEK YÜZ VERMEYİN. Malum, hızlı koşan, çabuk yorulur. [piposonmez@yahoo.com]
Hazır şarjli pillerden bahsediliyorken bir soru sormak istiyorum: Bu Ni-Cad pillerin ömrü bittiğinde şoklama işlemi yapılarak bir müddet daha kullanılabiliyormuş. Nasıl yapılır? Ve de aranızda yapıpta verim alan oldu mu? [aalegoz@thy.com]
Evet piyasa ağzı ile şoklama yapılarak bir müddet daha kullanılır. Şu an şekil çizemiyeceğim fakat tarifle kolayca halledersiniz. Toplam olarak 35 VDC/40.000 uF civarındaki kondansatörleri parelel bağlayın. Herhangi bir DC kaynakla 25-30 VDC şarj edin ve bu kondansatörleri polaritelerini doğru irtibatlayarak pil üzerinden boşaltın. Ömrü bitmiş pil deyimi burada yanlış kullanılmıştır. Bu pillerin ömrü teorik olarak bitmez ve arızaları da genellikle + ve – plakalarının içten kısa devre olmasıdır. Teknik olarak açıklarsak bir şekilde + ve – plakalar arasındali separatörler delinir ve elektrolit doğrudan plakalara değerek kısa devre yaratır. Şoklama ile biz bu temas noktasından yüksek bir akım akıtarak sigorta atması gibi kısa devreyi ortadan kaldırıyoruz ve tabi bu da bir noktaya kadar devem ediyor. Yırtık büyüdükçe temas alanı gittikçe artar ve ilk önceleri 1-2 denemeyle çözülen kısa devre 5-10 denemeye çıkar. Bu arada esas elektrotta bu atlamalar nedeniyle oksidasyona uğradığından verimde gittikçe düşer ve sonuçta kısa devre çözülemez hale gelir ve pil doğru ÇÖPE… [piposonmez@yahoo.com]
… 08 2000 tarihli Antrak gazetesindeki güç kaynağını yaptım fakat bazı sorunlar var öncelikle voltajı 8 voltun altına indiremedim. fakat max voltaj doğru 24 volt. Birde şöyle bir durum var güç kaynağını bir yerde kullandığımda yani yük bağlı iken voltaj düşüyor ve ben voltajı yeniden ayarlıyorum devre istediğim akımı şimdilik bu durumda da veriyor sayılır. Bu düzensiz çalışma ne ile alakalı olabilir? [Soranı hatırlayamadık]
723 İle yapılan devrelerde tek başına kullanıldığında prensip olarak gerilimi sıfır volta çekmek mümkün değildir. Bunu yapabilmek için trafo üzerine 3-5 volt veren ikinci bir yardımcı sargı kullanılır ve LM723' ün 5 ve 6 no'lu uçlarına bir düzenekle uygulanır.Burada da bu uygulanmış ancak trafo tek sargılı ve ve takriben 10 VAC, tek diyot 10 VDC uygulanmış. Bu nedenle de Kullanılan elemanlar watt'lı seçilmiş. Ekonomi !! Bu gerilim çok yüksek 3-5 volt yeterli olacak ve bağımsız sargı, tercih nedeni. Siz devreden 1-2 Amper çektiğiniz zaman trafonun Sekonder (İkincil) sargısında gerilim düşüyor. Büyük ihtimalle devrede kullandığınız 1 watt'lık 4,7 Volt Zenerinizde bozuk veya ters bağladınız, bu nedenle 5 ve 6 no'lu uçlarda ayarlanan gerilimde sabit kalması gereken gerilim sabit kalmıyor ve dalgalanıyor veya çekilen akıma bağlı olarak gerilim düşüyor. Zaten, min. gerilimi 8 voltun aşağısına düşürememeniz, bu zenerin mefta olduğunun göstergesi. Devrenin bu bölümünü kontrol edin. Yapabilirseniz trafonuza 3 VAC verecek 0.15/0.2 mm. telden ilave yapın ve köprü doğrultucu kullanın aynı değerlerle ancak 1/8 veya 1/4 watt satandart elemanlarla ve 10 mA zener kullanarak problemsiz çözersiniz. [b_ipekkan@mynet.com]
Kolay Gelsin…
Atilla CESUR
atillac@yahoo.com