Radyo'nun Öyküsü
Bilgi yüklü ancak okuması son derece keyifli bir yazı kaçırmayın! Radyo'nun öyküsü, bilim tarihinin yaklaşık 100 yılını alan bir öyküdür.
Radyo birdenbire ortaya çıkmamış, bilim tarihinde her birinin önemli
buluşları olan pek çok amatör, profesyonel bilim adamının katkıları
ile meydana gelmiştir.
1791 yılında Londra'da, yoksul bir ailenin, bir çocuğu dünyaya geldi.
Demirci baba ve ev hizmetçisi annenin gücü, çocuğun okuma yazma ve
biraz aritmetik öğrenmesini sağlayabildi. Daha sonra bir kitapçının
yanında çırak olarak çalışmaya başlayan bu çocuk
'Michael Faraday' idi (1791-1867). Faraday kendi çabaları sonucu
1823 de kraliyet bilim akademisi üyesi ünlü bir bilim adamı oldu.
19. y.y. başlarında elektriğin ne olduğu bilinmiyor, bir akışkan
olabileceği düşünülüyordu. 1820'de Danimarkalı bilim adamı
Hans Oersted elektrik akımı taşıyan bir telin yakınındaki pusula
ibresinde bir sapma olduğunu bulmuştu. Faraday elektriği bir kuvvet
diye niteledi ve mıknatısın elektriksel etkisini sezinledi.
1831 yılında 'Elektromagnetik İndüksiyon' olayını açıkladı.
Bugün kullandığımız 'Elektrot – Anot – Katot – İyon – Elektrolit ve
Alan kavramı' Faraday'ın bilime kazandırdıklarıdır.
Faraday'ın 1831 yılında elektromagnetik indüksiyonu açıkladığı sırada,
kimilerince 19 y.y.�ın en büyük fizikçisi kabul edilen bir zengin çocuk
doğdu. Babası Edinburg kraliyet akademisi üyesi olan bu çocuk
'James Clerk Maxwell'di (1831-1879). Çok meraklı ve zeki bir çocuk
olan Maxwell'in daha 7 yaşında iken annesini kaybetmesi dışında bir
sıkıntısı olmadı. Faradayın deneysel buluşlarının etkisinde olan Maxwell,
Faradayın pratik uygulamalarını teoriğini geliştirdi ve Maxwell
denklemleri denilen dört denklem ile Elektromagnetik kuramı
formülize etti. Manyetik alanın elektrik üretmesi yanısıra, Elektrik
alanın da manyetizmaya neden olduğunu gösteren Maxwell,
elektromagnetik alanın ışık hızıyla etkileşim sağladığını ortaya koydu.
Bu olaylar olduğu sırada başka bazı bilim adamları da buna benzer
konularda çalışmalar yapıyorlardı. Gauss ve Weber bunlardan ikisi idi.
Manyetizma üzerine kafa yoran bu iki bilim adamı 'Göttingen
manyetizma derneğini' kurdular. Weber; Ohm�un bulduğu bazı
etkileri incelemek için 1832 yılında bin metre uzunluğunda çift
telli bir hat oluşturarak bir harf kodu geliştirdi ve iki bilim adamı
ilk defa elektriğin yardımı ile haberleştiler.
Heinrich Hertz (1857-1894 ) Hamburg'da doğan Hertz uzun yıllar
mühendislik ve bilim adamlığı arasında bocaladı durdu. Sonunda bilim
adamı olarak bilim tarihine geçti. Hertz Maxwell'in teorik olarak
öngördüğü elektromagnetik dalgaların deneysel kanıtını bulmak için
çalışmalar yaptı, 10 mm aralıklı iki madeni küreye elektrik verdiğinde
bir kıvılcım sıçraması olduğunu gördü, daha sonra bu kürelere bir
metre uzaklıkta bir tele, iki madeni küre daha bağladı ve ilk kürelerde
kıvılcım olduğunda uzaktaki kürelerde de kıvılcım atlamaları oluştuğunu
gördü. Bu tel olmaksızın ilk elektromagnetik dalga yayılımı idi.
Yıllar sonra Hertz meşhur bir bilim adamı iken, çocukluğunda yanında
çalıştığı ustaya: çırağın bir profesör oldu denince 'Yazık olmuş,
mükemmel bir tornacı olabilirdi' dediği anlatılır.
Fransız fizikçisi Edouart Branly (1844-1940) 1890 yılında radyo alıcısı
tasarlamaları yaptı.
Branly borusu veya 'Koherer' denen aleti buldu, bu içine maden
talaşı doldurulmuş iki ucu kapalı bir cam boru idi. Elektromagnetik
dalgaların etkisi ile direnci değişen bu aygıt, Hertz'in osilatöründen
sonra yapılan bir çeşit osilatör idi.
Rus mühendis Aleksandr Stepanoviç Popov (1859-1906).
Hemen hemen Branly ile aynı alanlarda çalıştı ve ilk elektromanyetik
dalga alıcısını 1883 yılında yaptı. Branly nin koherer aletini geliştirdi ve
buna bir tel parçası takıldığında hassasiyetin arttığını gördü.
Bu ilk antenin bulunuşudur. 24 Mart 1896 da 250 metrelik bir
uzaklıktan mors işaretleri ile 'Heinrich Hertz' sinyalini gönderdi.
Bu ilk telsiz telgraf'dır.
Bu yıllarda bu konular üzerine çalışmış ama, bilim tarihine geçememiş
insanlar da vardır,
Mahlon Loomis ve David Edward Hughes bunlardan sadece ikisidir.
İtalyanın Bologna kentinde 1874 yılında Guglielmo Markoni adı konulan
bir çocuk doğdu. Babası zengin, arazi sahibi bir adamdı, çocuğun
okulda vakit kaybetmemesi ve ziyan olmaması için özel derslerle
onu eğitti. Üniversitelerdeki bazı dersleri de dinleyen Marconi Hertz'den
etkilenerek onun osilatörüne benzer bir alet yaptı, daha sonra buna
anten uyguladı ve 3 metre ilerideki zili çaldırmayı başardı. Bu uzaklık
yeterli değildi, Marconi koherer aygıtını geliştirdi ve anten kullanarak
3 km uzaklığa erişti. İtalyan yetkili makamları Marconiye ilgi
göstermeyince, İngiltere'ye gitti, 1896 yılında İngiltere'de bir gümrük
memuru Marconi'nin 'Marconifon'unu casusluk aygıtı sanarak
parçaladı (not: bu olayların aynısı 80 yıl sonra ülkemizde de olmuştur.)
Marconi İngiltere'de cihazını geliştirdi patentini aldı. 1897 yılında kendi
şirketi olan 'Wireless telegraph and signal co.'yu kurdu. Gelişmiş cihazları
sayesinde İngiltere ile Fransa arasında mors sinyalleri gönderdi,
1902 de de Atlantik ötesine � yani S harfi ile oluşan sinyali
göndermeyi başardı.
Marconi çalışa dursun 1904 yılında John A. Fleming diyot lambayı
keşfetti. 24 Aralık 1906 günü Prof. Reginald Aubrey Fessenden ilk
radyo yayınını Massachussets kentindeki 'National Electric Signalling Co.'ya
ait 140 metre yüksekliğindeki bir radyo anteni vasıtası ile yaptı ve ilk kez
'Oh, kutsal gece'� adlı parça yayınlandı. Artık radyo gelişiyor ve yayılıyordu.
1907 yılında De Forest triyot lambayı buldu. Artık radyonun gücü
artmıştı. De Forest kendi kurduğu 'De Forest Radyo Telephone Co.'
şirketi ile ilk düzenli radyo yayınına başladı.
De Forest'in şirketi 1910 yılında halk için radyo alıcıları yapıyor ve
satıyordu gerçi alanlar takım halinde bu radyoları kurmak için uğraşıyorlardı
ama olsundu? Westinghouse Co. ilk tek parça radyoyu üretti ve bunu
alanlar yalnızca Frank Conrad'ın Pittsburgh 8XK istasyonunu
dinleyebiliyorlardı. Fiyatı 10 dolardan satışa çıkan bu radyolar piyasaya
çıktığında �Harika Alıcılar � diye reklamları yapılıyordu.
İngiltere'de tek parça alıcılar Marconi şirketi tarafından 1922 yılının yazında
üretildi, sonbaharda BBC yayına geçti. Marconi'nin 3 model olarak
piyasaya sürdüğü alıcılar. (Marconiphon Crystal Junior )
(Marconiphon V 1) ve (Marconiphon V 2) idi.
Daha sonra öykü devam etti, transistor bulundu, teknoloji ilerledi,
benim amatörlüğe başladığım yıllarda portatif radyo diye reklamları
yapılan bavul büyükl
üğündeki radyolar cebe girdi, entegre devrelerin
bulunuşu ile radyo iyice küçüldü, küçüldü�
Küçülmesine küçüldü ama, eskiler cızırtılı sesleri ile yayın yapan UD
istasyonlarını unutamadılar. Kimileri eski radyoları toplayıp onarmaya
başladı, çünkü onların tadı bir başka idi, işte ben de bu eski radyocu
takımından bir amatörüm, ama en eski radyom 1935
yılına ait, keşke 1922'li yılların bir Marconifon'una sahip olsam.
Hoşçakalın.
NOT : Türkiyede ilk radyo yayınını yapan istasyon 5 Mayıs 1927 de
'Burası İstanbul telsiz telefonu' anonsu ile 1200 metre
tul-u mevc 250 kilosikl den yayın yapan sirkeci postanesi üst katındaki
radyo vericisidir.
BİLİM TARİHİNDEN
Bilim tarihinde herkezin bilmediği bazı noktalar vardır, bunlar her
kitapta yazmaz ancak derin araştırmalarla bulunur. Antrak derneğinden
bir grup amatör yaptıkları çalışmalar sonunda:
- Michael Faraday ın kafesi bulduğunu
- Leonardo da Vinci 'nin bugun vinç dediğimiz aygıtı bulduğunu
- Louis Pasteur �un pastırmayı keşfettiğini
- John Dalton �un Avarel Dalton �un haydutluğu bıraktıktan sonra yeni
- Kopernik in asıl adı nik idi babası göçmen bir Türk'tü. Evinin
adla keşifler yapan zat olduğunu buldular ve Kopernik ile ilgili
olarak şu gerçeği ortaya çıkardılar.
bahçesinde üzüm yetiştiren bu zat, çok sessiz ve kibar olan
oğlunun 'koparayım mı baba' demesinden bıktığı için adını
Koparnik olarak değiştirdi. Sonra bu ad ses uyumu nedeni ile
kopernik olarak telaffuz edildi.
Saksıyı Çalıştırma Köşesi :
Saksıyı Çalıştırma Köşesi: Eski radyo toplayan TA2CIP gibi eski
bir amator, Kadran ipini sarmak için ibreyi, kadranda en yüksek
dalga boyuna getirir (UD 2000 metre gibi) ve ipi sarar.
Bu durumda havalı kondansatör kapalı mı, açık mı olmalıdır?
Geçen Sayının Cevabı: Yalnızca 2 pi dir, yani ipi yaklaşık 6.28 metrecik
uzatmak gerekir. Çünkü çevre; çap ile pi çarpımıdır.
O halde birinci halde çevre 2pr ikinci halde ise
çevre 2pr + 2p'dir (not : r=yarıçap).