Tıbbi Öyküler
Hastalar karışınca hastanede neler oldu?
 Öykü no  2 : Apandisit 
 Sigorta hastanesi denildiğinde insanin aklına, yüzlerce hasta, sonu olmayan kuyruklar  
 gelir. Orada hekimler mutsuz, insanlar umutsuzdur. "Kendi paramla rezil oldum" sözü  
 oradan kaynaklanmıştır belki de kim bilir ?'
 Adı Mustafa'ydı, sağ kasığında ağrı vardı, iştahı yoktu, bulantısı vardı,  
 neredeyse 24 saattir hastaydı.
 Adı Mustafa'ydı, sağ kasığında fıtık vardı, ağrısı falan yoktu, ama birkaç yıldır bu  
 şişlikten rahatsızdı. Keyfi kaçmıştı, huzursuzdu.
 Hastane kalabalık, servisler tıklım tıklım dolu idi. O gün ameliyat olacak hasta sayısı da  
 çoktu. Bezgin hekimler işlerinin başında iki tık tık, bir şık şık yapmaktaydılar.
 Her yerde olduğu gibi orada da ameliyathane havası daha  farklıydı. Orada da stres  
 altındaki hekimler, gülerler, oynarlar, espri yaparlar ve yaşadıkları stresi  
 azaltmağa çalışırlardı. Gerçi esprilerin çoğu yenilir, yutulur şeyler değildi;  
 cinsellikle müstehcenlik arasında gidip geliyordu ama gel gör ki başka türlü de  
 bu kahır çekilmezdi.
 Ameliyatlar bitti, kalabalık dağıldı, el ayak çekildi, gecenin karanlığı çöktü. 
 Nöbetçiler iş başında idi, bir taraftan acile koşturuyorlar diğer taraftan servise  
 yetişmeğe çalışıyorlardı.
 Acilde işler azalmıştı ama gündüz ameliyat ettikleri servis hastalarından biri  
 çok şikayetçi idi.
 Kim? diye sordu hemşireye' 
 Mustafa, dedi'
 Hatırladı, fıtık ameliyatı olmuştu, lanet olsun dedi şurada bir iki dakida dinleniyordum. 
 Kalktı hasta koğuşuna  vardı.
 Kapıdan girer girmez odadaki üç hastadan birinin acı dolu yüzü hemen göze çarpıyordu, 
 yaklaştı elini karnına koydu, biraz bastırdı, hasta elini itti
-Acıyor Doktor bey '
 Fıtık kesisinin biraz üstünde ağrı daha fazlaydı, allah allah ne ki bu diye düşündü, 
 kan sayımı istedi.
Sonuç geldiğinde bir terslik olduğunu hissetti ve uzmanına haber verdi
 Görevli uzman geldiğinde, önce hastayı gördü, durumu kavradı, sonra dosyaları istedi, 
 kısa bir göz attı, kızardı morardı, ama olan olmuştu.
 İki Mustafa karışmıştı, fıtığa apandisit, Apandisite fıtık yapılmıştı. Öteki Mustafa 
 daha şanslı idi, apandisiti gitmişti, fıtığı duruyordu ama fıtık ameliyatı ne zaman  
 olsa yapılırdı.
 Şansşız Mustafanın olmayan fıtığı tamir edilmiş ama apandisiti ilerlemişti, o ne zaman  
 olsa ameliyat olmazdı, hemen olmalı idi.
Ekip hazırlandı, Mustafa gece yarısı tekrar ameliyata alındı .
 Apandisit gitti.  
 Dert bitmişti'
 Ertesi sabah klinik şefi ameliyat ekibini çağırdı, kızdı bağırdı, sövdü, kulaklarına kadar  
 kızardılar. Nefes almaya korkuyorlardı, asistanlık yaşamlarındaki ilk fırça değildi bu.
Son da olmayacaktı'
Not : bu hikaye yaşanmış bir olaydan derlenmiştir.

 
																			 
																			 
																			 
																			 
																			 
																			 
																			 
																			 
																			 
																			 
																			 
																			