Teknopost
Biraz gelecek öngörüsü, biraz solid state sabit diskler hakkında teknopost köşemiz emrinize amade…
Uzun zamandır teknopost köşesi yazamadım. Bunun önemli nedenlerinden biri teknoloji ürünlerinin inanılmaz bir hızla piyasaya girip tüketilmesi olsa gerek. O kadar hızlı gelişen bir durum ki bu, gelecek öngörüsü yapmak da giderek zorlaşıyor. 1997 yılında haftalık yayınlanan "PC!" dergisi için hazırladığım bir yazıda neler yazmışım bakın…,
Aktif dizilimli sıvı kristal ekranları çok düşük sürücü voltajı gerektirmesi, direkt güneş ışığında bile okunabilmesi, gelişmiş teknoloji avantajlarının yanında, yüksek üretim maliyetleri, üretiminin zor olması, çok büyük yatırım maliyetleri bulunması, düşük geçirgenliği olan renk filtrelerinden dolayı kuvvetli bir arka aydınlatma gerektirmesi gibi dezavantajları bulunmaktadır.
Bu kadar sıkıcı yüzeysel teknik ayrıntıdan sonra, ne kadar süre içersinde bu tür bir ekrana alınabilir bir fiyat ile (benim için bu, 14 inch diagonal görünebilir alanı olan ekrana 200 ABD Doları) sahip olabileceğimiz sorusu kafamı kurcalıyor. 2000'li yıllarda ince ekranların pazar payının %30'lar civarında olabileceği söyleniyor. Ancak bir mucize gerçekleşir, ucuz bir üretim tekniği ya da teknolojik bir zıplama falan olursa bu oran biraz daha artabilir. 2000'li yıllarda bile CRT ekranlar tombul cüsseleriyle bilgisayarlarda masa üstlerini, televizyon olarak salonları, oturma odalarını kaplamaya devam edecek gibi görünüyor. Benim açımdan ise, bir üretici firma çıkıp "hımm sen buna çok heveslisin al şunu kullan" deyip ince bir ekran hediye etmemesi halinde 2002 civarında falan bu tür bir ekranım olabilecek.
Bilgisayarlar bir yana, asıl televizyon için büyük bir evrim de yaşanacak tabi. HDTV (Yüksek Netlikli Televizyon) ve bunun dışında sayısal televizyon ile birlikte incecik sıska cüsseleriyle televizyonlarımızı duvara asmak mümkün olabilecek. Ortadaki dev pazarı düşünürseniz kaçınılmaz olarak bu üretimden bilgisayar ekranlarının da nasipleneceğini düşünmek yanlış olmaz. Yeter ki seri bir şekilde, tüp teknolojisine göre daha ucuz bir maliyetle üretim yapılabilsin.
"1997 yılında bu tür öngörülerin yapılabilmesi göreli olarak daha kolaymış demek ki" diye düşünmeden edemiyor insan. Şimdilerde öyle 5 yıl sonrasında olabilecek teknolojik gelişmeleri tahmin etmek yerine, daha kısa süreli öngörüler yapılabiliyor.
İşte size bir kısa süreli öngörü. Uzun zamandır bilgisayarlarımızın en vazgeçilmez parçası olan manyetik medyaya sahip sabit diskler kısa süre içinde tarih olabilirler.
Peki sabit diskler nasıl bir hale gelecek diye düşünüyorsanız yukarıdaki fotoğraf fikir verebilir. Bu yeni tür sabit diskler tamamen elektronik parçalardan oluşuyor. Yani içlerinde dönen manyetik diskler, okuma kafaları, motorlar bulunmuyor. "Solid State Disk" olarak adlandırılmışlar.
Genel olarak avantajları şöyle sıralanabilir.
- Çabuk başlayabiliyorlar (gerekli dönüş hızına ulaşmak için oyalanmadan).
- Sarsıntılardan ve çarpmalardan çok daha az etkileniyorlar.
- Okuma ve yazma zamanları daha yüksek.
- Ömürleri uzun.
- Az enerji tüketiyorlar.
- Düşük ısı üretiyorlar.
- Mekanik olanlara nazaran daha zor bozuluyorlar.
- Güvenliler (gerektiğinde kolayca silinebiliyorlar).
- Erişim sürelerinin her yerde aynı olması nedeniyle performansları daha düz.
Peki olumsuz yönleri neler?
- Çoook pahalılar (e normal ama bu, yeni bir teknoloji ne de olsa).
- Kapasiteleri düşük (genellikle 32 GB civarında olanlar piyasada şimdilik).
- İstenmeyen bir kaza, felaket durumunda mekanik sabit diskleri göre kurtarılmaları daha güç.
- Güç kaybı, statik elektrik, manyetik dalgalanmalar gibi durumlara daha duyarlılar.
- Sıralı okumalarda mekanik disklere göre daha yavaş kalıyorlar.
Aslında 80'li yıllardan beri araştırmacılar üzerinde çalışıyor bu tür sabit disklerin ama bir türlü pazara inecek hale gelmemişlerdi. Sanırım 2007'de durum yavaş yavaş değişiyor. Bir süre sonra fiyatları da makul düzeye gelirse hiç şaşırmam.
Öncelikle nerelerde kullanılabilir diye düşündüğümde ilk olarak aklıma haber peşinde koşan muhabirlerin sırtlarından düşmeyen profesyonel görüntü kayıt cihazları geliyor.
Bu kameralarda sabit diskler kullanılmaya başlandı. Ama aktüel görüntü alınırken bu yeni kameralar kazalara karşı halefi oldukları dinazor Betacam ataları kadar dayanıklı olmayabilirler. Güçlü bir darbe ve kafası 5000 devir dakika hızla dönen diske çarpıp bütün bir 6 saatlik emeği ve görüntüleri kaybeden kamerayı kim kullanmak ister? Neyse ki yeni solid state diskler burada imdada yetişebilirler. Aynı durum gerekli gereksiz oradan oraya taşıdığımız dizüstü bilgisayarlarımız için de geçerli aslında. Dolayısıyla yeni teknoloji yayılabilir görünüyor.
Bir an 1991 yılında aldığım ilk bilgisayarımın 80 mb sabit diski olduğu, şimdilerdeyse 1 GB'lik hafızası olan fotoğraf makinemi cebimde taşıyabildiğim aklıma geldi nedense :).
Neyse her teknopost yazımda olduğu gibi bu defa da yazımı yazarken ThinkGeek sitesine bakmadan edemedim. Akla zarar icatlar burada satılıyor. Ama aşağıda fotoğrafı yeralan "QuikPod Pro Handheld Tripod" ile kendilerini bir kere daha aşmışlar tebrik etmeden geçemiyorum…
Esen kalın.
Burçak Çubukçu
TA2EE