Linux Köşesi
Linux işletim sistemini duymadınız mı? İşte ne nedir öğrenmek için iyi bir fırsat Görkem size lezzetli bir yazı yazdı. Linux ile neler yapılabildiğine şaşıracaksınız. Bu ay Linux ağ desteği dünyasında kısa bir inceleme gezisine çıkacağız.
Ne yazık ki makaleye başlarken hem yazıyı kısa tutup hem de Linux'u
ağ teknolojisi destekleriyle açıklayamayacağımın farkındaydım. O yüzden
okunabilirlik sınırlarını aşmamak için yazıyı ikiye böldüm.
Afiyet olsun.
Linux'un en büyük avantajlarından biri de ağ protokolleri ve uygulamalarının
sistemin en doğal parçalarından biri olmasıdır. Kurulum anında İnternet'e
bağlanmaya hazır olan Linux, iyi bir sistem yöneticisinin elinde avantajlı
bir silaha dönüşebilir.
Birden fazla ağla fiziksel bağlantısı bulunan ve (özetle) ağlar
arası bilgi paketlerinin geçişine olanak tanıyan araçlara "yönlendirici"
(router) adı verilir. İki ayrı ağda yeralan makinelerin haberleşmesine
imkan veren yönlendiriciler, kendilerine gönderilen paketleri bir ağdan
diğerine iletirler. Tahmin ettiniz sanırım, Linux kolaylıkla bir yönlendirici
olarak yapılandırılabiliyor. Donanım olarak monitörsüz (hatta disksiz) bir
386 DX40 işinizi rahatlıkla görecektir. Fiyat karşılaştırması yapılırsa
CISCO yönlendiricinin 10'da biri fiyatına, yaklaşık 150 dolara bir yönlendirici
tasarlayabilirsiniz!
Yönlendirici için tüm söylediklerim, köprü (bridge) için de geçerlidir. İki
ayrı segment arasında kurulacak bir Linux köprüsü ile bu segmentlerin
tek ağ gibi görünmesi sağlanabilir.
Diyelim ki evden ya da işyerinden İnternet'e bağlandınız. İnternet
servis sağlayıcınız IP havuzundan size tek IP verdi, lakin odada aynı
anda İnternet'e bağlanmayı bekleyen üç bilgisayar daha var. Çözüm,
makineleri birbirleriyle ethernet kartları yardımıyla konuşturmak ve IP
Masquerading yardımıyla sunucu Linux makine üzerinden tüm sistemleri
İnternet'e bağlamak. Hem arkadaki makinelerin Linux olması da şart değil.
PPP, paketlerin seri ağlar üzerinden ulaştırılması için kullanılan protole
verilen isimdir. PPP yardımıyla Linux'unuzu bir PPP sunucuya (örneğin bir
servis sağlayıcıya) bağlanmanız ya da bilgisayarı bir PPP sunucu
haline getirmeniz olası. İkinci durumda servisi veren de siz oluyorsunuz.
Hatta tüm sunucularını Linux'a taşıyan bir İSS bile mevcut!
Yazılımların sahibi olması durumunda ne gibi tehlikelerle
karşılaşabileceğimizi geçen makalede birlikte görmüştük. Her ne kadar
serbest yazılımın mevcut tekeli kırması bir ütopya olarak değerlendirilse
de başarı öyküleri bizi cesaretlendiriyor. Bunlardan biri de 20 bin dolarlık
güvenlik duvarlarıyla boy ölçüşebilen bir yazılım, nam-ı diğer "ipfwadm".
ipfwadm ile dış dünyadan gelebilecek saldırılara cevap vermek olası. Tıpkı
Linux'un tek disket ile bir yönlendirici olarak kullanılabilmesi gibi
güvenlik duvarı olarak ayrılan makinede sabit diskin bulunması da şart
değildir. Bu durum özellikle mali yönden sıkıntılı üniversite ve kamu
kurumları için de göze çarpan bir alternatif.
Bir başka ağ teknolojisi de "IP Aliasing". Tek ağ arabirimi (örneğin ethernet
ya da seri bağlantı) kartı için birden fazla IP numarası gereken
durumlarda IP Aliasing kullanılır. Genellikle İSS'ler, müşterilerinin
ftp ve www sunucularını tek makine üzerinde toplamak için bu yola
başvururlar.
Bu sayede tek makineye üzerindeki kartlara atanmış birden fazla
www adresi ve herbirinin ayrı html dosyaları farklı makineler üzerindeymiş
gibi kullanılabilir. Bir ethernet kartı için 256 ayrı alias tanımlanabilir.
Günün özlü sözü (bizim ailede dilden dile dolaşacak ve yaşayacak)
"Siz siz olun, balığa çıkarken ağzınızda takma dişler, delik gömlek
cebinizde cep telefonu ve barbun balıklar 100 metrede takma diş
ya da telefonik aleti değil de yağneç bekliyor oldukları halde
hapşırmaya kalkmayın"
(anonim)
Gelecek ay önemli ağ teknolojilerine devam edeceğiz. Sağlıcakla kalın.