Yeni Bir Merak Radyo
ANTRAK Gazetesi’nin eski sayılarında, elektronik dünyasının geçmişini konu alan çeşitli yazılar ve bilgiler olduğunu çok iyi hatırlıyorum. 2006 yılı başından itibaren yayın hayatına yeniden başlayan Gazete’nin son sayılarına baktığımda ise, elektronik, bilişim, iletişim, teknolojik gelişmeler gibi konularda çok yararlı olduğunu düşündüğüm çok sayıda yazı ve proje buldum, sevindim.
Ama bir şey eksikti… Birden bire (from one to one), bir elektronik/bilişim uzmanı olmadığımı, 60 yaşlarında “genç” bir RADYO amatörü olduğumu hatırladım ve 50 Hz. frekansında “titreyerek kendime döndüm”.
Galiba, Gazete’nin bundan sonraki sayılarına biraz TARİH “dokundurmak” biraz ESKİ teknolojilerden bahsetmek gibi “kötü” bir niyetim olacak.
Yaşadığımız 21.Yüzyılda, bırakın “radyo lambası”nı, “transistör” denen şeyi dahi bilmeyen, sadece en ileri teknoloji ile üretilmiş DEVRE’lerin ve en son YAZILIM’ların peşinde koşan “AVCI” genç arkadaşlarımızın hiç, ama hiç ilgisini çekmeyeceğini düşündüğüm bu yeni yazı dizisine, izninizle bu yazı ile merhaba diyorum. (Biraz tarih kimseye zarar vermez…)
Milliyet Yayınları’ndan yararlanarak hazırlamış bulunduğum ilk yazıyı aşağıda yorumsuz bir biçimde sunuyorum. (Yalan…! En sonunda yorum da yapacağım.)
Evet… İşte böyle. “Beş KW takatli İstanbul Radyosu” yayın hayatına girdiğinde, 1920’lerin ikinci yarısı yaşanıyordu. Böylece genç Türkiye Cumhuriyeti, dünya ülkeleri arasında radyo servisine kavuşan İLK’ler arasındaki yerini almıştı.
SONUÇ OLARAK:
Değerli okurlara sormak istediğim ÇOK teknik (hi-tech) bir soru var
Lütfen, Mesut Cemil Bey’in önünde duran son model mikrofon sehpasının çember çapını, santimetre, “inch” veya “arşın” birimlerinden birini kullanarak hesaplayınız. Doğru cevap verenlere ANTRAK merkezinde çay ısmarlayacağıma söz veriyorum. (Sevgili Ufuk, çay paralarını bana yaz, çaylar demli olsun.)
BENCE BU DA YETMEZ:
2006 yılında, (İlk radyo yayınından yaklaşık 80 yıl sonra) İstanbul Avrupa Yakası PTT Başmüdürlüğü binasını (yani Büyük Postane’yi) ziyaret ettiğimde çekmiş olduğum iki fotoğrafı da, (resimde göreceğiniz plaketleri duvara çakan, geçmişe saygılı yetkililere teşekkürlerimle birlikte), ANTRAK okurlarına BONUS olarak sunuyorum.
“Çağdaş Digital Uydu Teknolojisi” jargonuna uyar mı uymaz mı bilemem ama, uysa da uymasa da, aşağıdaki fotoğrafları sunarak dizinin ilk yazısını bitiriyorum.
Herkese hayırlı RADYO’lar diler, saygılar sunarım.
Ahmet SÖNMEZ
ta2cip@antrak.org.tr