Digiturk Plus, Neresi Doğaüstü?
Son günlerde televizyonda, radyoda durmadan Digiturk Plus reklamları yayınlanıyor. Tema doğaüstü bir teknoloji. İyi de bilimin doğaüstüsü olur mu? Bakalım olan aslında ne?
Son günlerde radyo ve televizyonlarda Digiturk Plus'ın reklamları yayınlanıyor. Doğrusu keyifle izleniyor bu yeni reklamlar. Yapanların işinin ehli olduğu belli. Hatta içindeki ince mizah anlayışı bir harika. İzlemediyseniz izlemenizi radyo spotlarını da dinlemenizi hararetle tavsiye ederim. Reklam dünyamızın altın çocuklarının elinden çıkmış usta işi yapımlar hepsi de. Bu linkten bahsettiğim reklam filmlerinden birini izleyebilirsiniz. (Youtube'a ulaşmak için hala yapmadıysanıa dns server ayarınızı 4.2.2.4 olarak değiştirin)
Reklamın güzelliği yüzünden başlarda farketmediğim şey bir anda kafamda beliriverdi. Digiturk Plus ile bizlere sunulan 1000 YTL'lik aletteki teknoloji için "doğaüstü" yakıştırması her bir tarafta gözümüze sokuluyordu. Aynı zamanda bu durumla da kendi kendini ti'ye alarak dalga da geçiliyordu.
Digiturk.com.tr forumlarından alıntıdır.
Gerçekten cihaz aslında bir iki göreli yeni teknoloji içeriyor ama bunların hiç biri doğaüstü olmadığı gibi bilinmeyen şeyler de değil. Örneğin siz evde yokken yada başka şey izliyorken istediğiniz başka birşeyi kaydetmesi yıllardır her bir yerde kullanılıyor. Böyle TV'ler bilgisayarlar için TV kartları, Dreambox markasının pek çok modeli gibi burada bahsetmediğim pek çok uydu alıcısı bu özelliklere yıllardır sahip. PVR (Personal Video Recorder) teknolojisi.
Diğer bir doğaüstü yenilik de istediğiniz bir filmi 24 saatliğine kiralayıp izleyebilmeniz. Cihaz sizin istediğiniz filmi uydudan sabit diskine indirip 24 saat boyunca izlenebilir tutuyor. Bu da piyasamızda satılan bazı uydu alıcılarının DVBS uydu alıcı TV kartlarının yıllardır yapabildiği bir teknolojiden başka birşey değil aslında. VOD (Video On Demand) teknolojisi.
HD yayın konusunda da yenilik demek pek olası değil çünkü rakip firma D-Smart bunu duyuralı ve uygulayalı neredeyse bir yıl oluyor.
İşte reklamcıların dehası ortada bizlere bildik şeyleri doğaüstü diye sunup sonra da yaptıkları ince mizah ile bu durumla dalga geçiyorlar. Hem de kimle? Başka bir reklamda fındık yararlıdır ama "yerseniz" diyen sevimli bir sanatçıyla. Geriye bu yapım karşısında saygıyla eğilmekten başka birşey kalmıyor.
Adamlara yerden göğe kadar hak veriyorum. Teknolojiler bildik olsa da bu teknolojilerin oluşturulmasına hiç bir katkısı olmayan bir kitleye hitap ediyorsanız olayı doğaüstüne, büyüye, sihire yormaktan başka kolay anlatım düşünemiyorum. "Piramitler çok büyük o zamanın insanları bunları yapmamıştır uzaylılar yapmıştır" demek gibi birşey.
İşin Digiturk açısından başka bir boyutu var. Aslında biraz da "cahilsiniz siz, alın size lütfettiğim bu muhteşem teknolojiyi kullanın zavallılar" der gibi sunulan şey bir anlamda piyasadaki kayıplarını telafi için bir çırpınış gibi geliyor bana. İşin komik (ironik) yanı, el altından satılan kart paylaşım ağı ve cihazları yüzünden abone sayıları giderek düşüyor. Hani az önce bahsettiğim "zavallılar" var ya, o kadar da kötü değiller mi ne? E bedavaya seyretmek varken neden abone olunsun değil mi? Bu da yetmezmiş gibi D-Smart agresif bir biçimde piyasada yer kapıyor. Tüm bu olanlar bana Cine-5'in düşüş günlerini hatırlatıyor. Tüm bilgisayarlardaki TV kartları ile yayın çözülünce abone azalması nedeniyle Cine-5 yayınlarının önce kalitesi bozuldu sonra da ipin ucunu bırakıp açık yayına geçtiler.
Kart paylaşımı nedir bilmiyorsanız, kısaca bahsedeyim. Eskiden şifreli yayınların şifresini çözmek için uğraşılırdı. Şifreleme sistemleri gelişip bu işler zorlaşınca çok daha kolay bir yöntem ortaya çıkıverdi. Bir adet tam kapsamlı abonelik kartı alınıyor ve internet üzerinden bu kartın bilgileri istediğiniz kadar kullanıcıya paylaştırılıyor. Bu kullanıcıların ellerindeki özel uydu alıcıları da sanki üzerlerinde bu kart takılıymış gibi davranıp yayını izlettiriyor. Basit ama işe yarayan bir çözüm. Adeta "doğaüstü bir teknoloji". Aynı zamanda hem suç, hem de firma için müthiş bir tehtid. Kısacası Digiturk bu yeni hamlesiyle ayakta kalmak için çaba gösteriyor. Umarım başarılı olurlar.
Hazır uydu yayını gibi bir konuya girmişken anlayamadığım kablo tv gelişmelerini de yazmak istiyorum. Türk Telekom satılırken içinden alınan ve Türksat-A.Ş.'ye verilen kablotv için geçen sene (2007) sayısal yayına geçileceği müjdesini 2006 sonunda almıştık. Bakalım daha ne kadar bekleyeceğiz bu bir diğer "doğaüstü" gelişme için?
Bir diğer yanda da karasal sayısal yayın duruyor. Hakikaten duruyor. O da duyurulalı neredeyse 2 sene oldu ama daha tık yok.
Oysa hem kablo üzerinden yapılacak sayısal yayın, hem de karasal sayısal yayın mevcut şifreli paketleri yayan kuruluşlar için ciddi birer rakip olabilirdi! İnsanın aklına komplo teorileri gelmiyor değil ama onları düşünmeyi de sizlere bırakıyorum.
Kalın sağlıcakla.