JFET Bufferli LM3875 Chipamp
Selam dostlar,
Kısa bir aradan sonra yeni bir amplifikatör projesiyle karşınızdayım.
Şöyle bir arşivimi inceledim de, en son geçen yıl bu zamanlar LM4702+Lateral MOSFET amplifikatör yapmışım. Neden yeni bir tane diye soracak olursanız tek cevabım olacak; ARAYIŞ..
Evet arayış, daha iyiyi arayış. Sanırım bu projeyle şu ana kadar dinlediğim amplifikatörlerin en iyisini realize etmiş oldum. Yani arayış bitmedi!
Kısa edebî traşın ardından gelelim teknik gerçeklere;
Başta da belirttiğim gibi, bu bir proje. Salt amplifikatör değil yani. Ama kalbi bu amplifikatör.
Bu kadar iyi ses elde edebilmenin yolu sadece iyi bir amplifikatör değil elbet. Bir de onu besleyen azılı bir güç kaynağı var!;
Devreciklerimizi incelemeye başlayalım..
Öncelikle şu sorunun cevabını verelim; Neden buffer (tampon)?
Çünkü, güç amplifikatörlerinin sinyal giriş empedansları düşük, dolayısıyla da kaynaktan çektikleri akım göreli olarak yüksektir. Kaynağın yapısı ne olursa olsun, çekilen yüksek akım size distorsiyon artışı, class A çalışma şartlarından AB şartlarına geçiş, akım gürültüsü ve bütün bunların bir sonucu olarak mid ve tiz detaylardaki azalma olarak geri döner.
Ayrıca güç amplifikatörlerindeki kuvvetli geri besleme akımları, endirekt yoldan giriş oynaşmasına etki ettiğinden özellikle de yüksek kazançlı güç amplifikatörlerinde bu mid ve tiz detay azalması daha fazla hissedilir.
Çözüm, girişe genellikle preamplifikatör ekleme yoluyla bulunur. Ancak;
– Günümüz kaynakları (CDP, MP3 Çalar vs) genellikle hat seviyesinde (1V pp) veya daha yüksek (CDP = 2V rms) çıkış verebildiklerinden,
– Daha fazla eleman = daha fazla THD, daha fazla gürültü ve faz kayması demek olduğundan,
Artık DIY Audio guruları yavaş yavaş preamplifikatör yerine buffer yani 1 kazançlı giriş empedans adaptörü kullanma yoluna gitmektedirler. Çünkü güç amplifikatörleri ve özellikle de tek kırmık amplifikatörler (LM38XX, TDA729X vs..) bu kaynaklardan direkt olarak hoparlörlere arzu edilen gücü sağlayabilecek gerilim kazancı kapasitesine sahiptirler. Ayrıca pür müzik dinlemenin tek yolu ton kontrolsüz, tam transparent bir amplifikasyon sistemidir ve bunu harcı alem bir preamplifikatörle sağlamak olası değildir.
Peki buffer olarak ne kullanılabilir?
Çoğu elektronikçi buna 1 kazançlı ve tek opamptan oluşan amplifikatör katı diye cevap verecektir ki kısmen doğru bir tespittir. Günümüzde audio için özel üretilmiş pek çok kaliteli opamp vardır ve fiyatları 0.1$ ile 100$ arasında değişir. Ve aşağı yukarı hepsi de 0dB (x1) kazançla stabil olarak çalışır. Ancak bilinmeyen ya da elektronikçi gözüyle görünmeyen bir detay vardır ki, bir odyofille elektronikçi arasındaki temel farkı vücuda getiren ana çelişki de buradan başlar: ses kalitesi!
Çok beğendiğimiz ve audio için özel olarak üretilmiş NE5534, OPA134, LT1115 gibi kaliteli opamplar, açık devre kazançları oldukça yüksek olarak dizayn edilmişlerdir. Nedeni yüksek kazanç gerektiren uygulamalarda (preamp vs..) opampın sıkıntıya düşmeden arzu edilen görevi yerine getirebilmesi ve bu işi yaparken örneğin slew rate gibi kritik parametrelerinden ödün vermemesidir. Ancak bu tür opampların temel hastalığı x1 kazançla çalıştıklarında sese renk katmaları ya da kısaca tranparentliklerini kaybetmeleridir. Nedenleri üzerinde durmak gereksiz olacaktır ancak bu bir gerçektir.Ve bir kaç istisnası olmakla birlikte (OPA627 = 30$) bu durum neredeyse bütün audio opamp aileleri için geçerlidir. Açıkçası çok çok kaliteli bir opamp olmakla birlikte tek kanal OPA627 den iki tane alıp amplifikatörlerime eklemek de hem DIY mantığıma hem de finansal felsefeme uymuyor.
Alternatif olarak uygulanası en efektif çözüm kuşkusuz JFET veya BJT temelli class A çalışan buffer devreleridir.
Yukarıdaki BJT buffer uygulaması Q1,Q2 BC639, Q3 BFQ232 kombinasyonuyla mükemmel sonuç vermektedir. [Kaynak: Decibel Dungeon – myweb.tiscali.co.uk/nuukspot/decdun/gainclone2.html]
Devam edecek olursak;
Kişisel fikrim, yüksek giriş empedansı ve ses klaritesi bakımından JFET girişli bir bufferin daha makul sonuçlar doğuracağı yönünde olduğundan daha önce meşhur DIY Audio gurusu Pedja Rogic’in uygulayıp gayet iyi sonuçlar aldığı ancak ne yazık ki bir kaç kişi dışında pek ilgi görmeyen JFET bufferini uygulamaya karar verdim.
Pedja’nın buffer topolojisi SE olmakla birlikte benim de oldukça sevdiğim stabil sabit akım kaynağı ve genellikle küçük akım devrelerinde kullanılmayan aktif bootstrap eklenmiş…
Bu durumda JFET in doğasından kaynaklanan oldukça yüksek müzikaliteyle birlikte fazlaca stabilite yakalanmış ki, sonuna eklenecek LM3875 in parametreleri de düşünüldüğünde ortaya hem analitik değerlendirme hem de sonik tad bakımdan neredeyse hi-end olarak nitelendirilebilecek bir amplifikatör çıkmış. [Kaynak: Pedja Rogic – pedjarogic.com/gc/index.html]
Pedja’nın temel dizaynı bu şekilde işte. Yani bizim devreyle neredeyse aynı. Ancak kişisel gereksinimlerim ve kulak zevkim gereği, amplifikatörün kazancını, üst kesim frekansını vb değiştirmek gerekli olduğu gibi, sabit akım kaynağı olarak kullandığım JFET in karakteristiğinden dolayı buffer katının biasını ayarlamak ihtiyacı doğdu, ki bunu da basit bir trimpotla hallettim.
Proje deneme aşamasındayken:
Projenin son hali bu değildir, geliştirme ve dinleme aşamasında çekilen fotoğraftır.
Arkadaki yamuk yumuk şey regüleli güç kaynağı. Öylesine bi soğutucuya yerleştirdim. Son hali diil yani! Sağ ve sol yandakiler malum amplifikatörler. Alttaki yerde duran kart dağıtım ve power on delay devresi. En arkadakiler 35A köprüler ve 10,000u/80v Nichicon ana rezervuar kondansları, onların arkasında da 225VA 2x30v toroidim yatıyor.
Dün akşam yaptığım takiribi 2 saatlik dinleme testinde RMS değer olarak ortalama kanal başı 20W çekmeme rağmen bu soğutucularla bile 3875 ler 35-40°C bandını geçmezken, ilginçtir LT1083 lerim hiç ısınmadı (2 saat sonunda 25°C)!
Ses halen çok etkileyici, üstelik kaynak laptopum ve hoparlörler harcı alem seslendirme işi…
Geldik projemizin güç kaynağını inceleyip uygulama notlarını vereceğimiz ikinci kısmına..
Güç kaynağı dizaynı tamamen bana(Özgür KOLAY) aittir. Simetrik regüleli ve rail başına çift voltajlı bir yapısı vardır. Regüle kısmından önce doğrultucu ve transformatör vardır ki ileride teknik verileri forumda bulunabilir.
Neden regüleli? diye soracak olursak;
Daha önce besleme kondansatörlerinin önemini anlatan yazımda da belirttiğim üzere, amplifikatörler; yük yapıları gereği çalışma esnasında sürekli değişken hacimde ve frekansta akım ihtiyacı gösteren devrelerdir. Buna bağlı olarak, salt köprü ve kondansatörlerden oluşan stabil güç kaynaklarının adı üzerinde stabil kalabilmelerini sağlamak oldukça güçtür. Büyük kapasiteli ve düşük özdeş dirençli kondansatörler stabiliteyi artırsalar da özellikle anma gücüne yakın güçlerde çalıştırılan amplifikatörlerde orantısız sinyal ve detay kayıpları olabilmektedir.
Güç amplifikatörlerinde regüleli güç kaynağı kullanımı çok yaygın bir uygulama değildir. Çünkü;
1- DIY Audio gurularından pek çoğu regüleli besleme devrelerinin yeterince “hızlı” olmadığını ve özellikle yüksek frekanslarda değişken çıkış gösterebileceklerini düşünürler.
2- Regüleli güç kaynağı, yapısı gereği bazı sınırlamalar getirir. Bunların başında da akım sınırlaması gelir. Akım sınırlaması, amplifikatörün yüksek güçlerdeki hareket alanını sınırlar.
3- Regüleli güç kaynağı, başlı başına bir güç harcama merkezidir! Zaten güç harcama konusunda epey cömert olan lineer amplifikatörlerin fazladan güç harcamasına ve ısı üretimine ihtiyaçları olmadığı düşünülür.
4- Yüksek akım kapasiteli ve yüksek voltajlı regüleli güç kaynağı yapmak zordur.
Bütün bunlar dikkate alındığında güç amplifikatörü için bir regüleli güç kaynağı yapmak manasız görülebilir. Ancak;
1- Kaliteli bir regülatör tasarımı amplifikatörün yüksek frekans cevabını etkilemeyecek hatta düzeltecektir. Bunu ölçerek anlayabilirsiniz. (Mevcut devreyi bir gaincloneye bağlayarak girişine 10Hz ile 10Khz arası sinyaller uygulayıp tam yükte çalıştırarak besleme gerilimlerini ölçebilir ve imkanınız varsa osiloskopta besleme kanallarının dalga şekillerini inceleyebilirsiniz) Kaliteli bir regülatör tasarlamak için illa ayrışık elemanlar kullanmak gerekmez. Örneğin LT1083 ve LM338 bu iş için oldukça yeterlidir. Her ne kadar yüksek frekans PSRR oranları düşük frekanslara göre düşük kalsa da, besleyeceğiniz devrenin (gainclone) PSRR oranlarını eklediğinizde ortaya oldukça iyi bir regülasyon çıkar.
2- Akım sınırlamasını bir engel olarak ortadan kaldırmanın yolu, gainclone entegresine yakın bir yerlere en az 2-3A ripple kapasiteli bir on-board kondansatör koymaktır.
3- Regülesiz güç kaynağı ile beslenen bir gainclonede de ilgili gerilim düşümü bu entegre üzerinde olacağından toplam ısı üretimi ve güç kaybı neredeyse aynıdır. Yani bu önerme yanlıştır.
4- Doğrudur ama hazır regüle entegreleriyle bu sorun da aşılır.
Tabii bütün bunlar demek değildir ki; “bu mükemmel bir besleme devresidir ve herhangi bir modifikasyon gerektirmez!”
Devreyi basitçe inceleyecek olursak;
Doğrultucudan geçip ana rezervuarları dolduran DC gerilimlerimiz. DC1 ve DC2 kanallarından regüle devremize girer. Dikkat edilirse, dizayn simetrik olması rağmen gerilim girişlerimiz aynı yöndedir. Çünkü bu güç seviyesinde simetrik regülatör ne yazık ki üretilmemektedir. Dolayısıyla + rail regülatörlerimiz olan LT1083 leri her iki kanalda ters yönde kullanarak simetrik gerilim elde ettik.
Ancak alttaki regülatörümüzün çıkışını, diğer railin şasisine bağlayarak relatif olarak bu LT1083 ün referansından (GND) (-) gerilim elde etmiş olduk. Bu devreyi asla ortak uçlu trafolarla elde etmek mümkün değildir. Bu devrede LT1083 lerden önce hiçbir şekilde GND noktası yoktur. Her iki rail de birbirinden bağımsızdır.
LT1083 lerimizi trimpotla ayarlı kıldık ki isteyen uygulamacılar istedikleri gerilimle çalıştırabilsinler gainclonelarını. Kişisel tercihim simetrik 30v dur ancak isteyenler 20 ila 40v arası bir gerilim seçip kullanabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, çıkış geriliminin giriş geriliminden en fazla 10v farklı olması gerektiğidir. Ayrıca LT1083 ler muhakkak soğutulmalıdır.
LT1083 lerin ardından klasik simetrik regülatörlerimiz olan LM317/337 ler var ve takriben 15v a ayarlanmış durumdalar. Çıkışlarında da stabilite yükü olarak iki adet led bulunmakta. 20 şer mA çeken bu yükler sayesinde hem LT1083 ler hem de LM317/337 ikilisinin minimum akım gereksinimi karşılanıyor. +/-15v kanalı yalnızca buffer devremiz için gerilim sağlıyor ve teorik olarak 12+40mA = 52mA yük akımı sürüyor.
Regüle devremizi kurduktan sonra enerji gainclonelere ulaşmadan önce muhakkak R1 ve R4 trimpotlarıyla LT1083 lerin çıkışını arzu edilen voltaj seviyesine ayarlamamız gerekiyor.
Ayrıca LT1083 yerine aynı bacak dizilişine sahip olan LM338 kullanılabilir. Tabii bacak aralıkları uymaz!
Aşağıda amplifikatör kısmının PCB tasarımı var.
PCB nin sol tarafı beslemeye ayrılmış, sağ tarafında da buffer ve diğer sinyal personeli mevcut.
DC dekuplajı için kullanılan 4u7 (büyük olan) metalize polyesterdir. Yine aktif bootstrap devresinin AC kuplajı 1u luk MKT kondansatörle sağlandı. Arzu eden arkadaşlar her iki pozisyon için MKC ve MKP kondansatörler kullanabilirler. Sanırım sinyal hattı için en iyi netice MKP ile; bootstrap devresi içinse MKC kondansatörle alınabilir. Ancak mevcut kondansatör kombinasyonu ile de gayet iyi sonuç alındığını söyleyebilirim.
Diğer yandan ben hem sinyal transistörü hem de CCS transistörü için 2SK170BL kullandım. Değişik uygulamacılar, sinyal için 2SK170 ve CCS için J310 kullanıp güzel sonuçlar almışlar. Nedeni J310 un daha iyi Ids değerlerine sahip olması ve akım regülasyonunda daha başarılı olması. Ancak Pedja’nın da belirttiği üzere her iki hatta her üç pozisyon için de 2SK170 kullanılabilir ve sonik netice çok farklı olmaz.
Kullanılan bütün dirençler Vishay MRS25 serisi 0.6W ve %1 toleransa sahip. Özellikle karbon direnç kullanmadım. Ancak başka seçeneği olmayan arkadaşlar illa karbon kullanacaklarsa %1 içerisinden match etmeli ve en az 0.5W lık kullanmalılar. Aksi takdirde akım gürültüsü fazla olacaktır ve distorsiyon artacaktır.
Besleme hattındaki 1,500uF/35v (veya 50) luk rezervuar kondansatörlerinin neden orada olduğunu izah ettim. Bu pozisyonda ne kadar küçük ESR li kondansatör kullanılırsa o kadar iyi olur. Çekmecemde hali hazırda 4 adet Panasonic FM serisi ve anma ripple akımı 3,300mA olan kondansatör bulunduğundan onları kullandım. Tavsiyem daha kalitesiz birşey kullanmamanız yönünde özellikle de yüksek güç talebi olan arkadaşlar.
Montajda dikkat edilecek ek konular:
Girişe 100K pot ve arkasına 1u MKP kondansatör koyunuz. Kondansatör büyük olduğundan PCB’ye konmamıştır.
10u büyük kondansatörün olduğu yere 4u7 ile 10u arası MKS, MKC, MKT veya en iyisi MKP konabilir.
İlk çalıştırmada buffer için bias ayarı yapılmalı. Pedja’nın ve diğer uygulamacıların tavsiyesi 6mA dir. Genel olarak 5 ila 7mA arasında herhangi bir bias yeterlidir. Bias ayarlamak için +15v dışındaki tüm güç bağlantılarını yapın, çıkışta hoparlör ve girişte sinyal kaynağı bağlı olmamalıdır. Yaklaiık 5sn süreyle devreyi çalıştırın ve +15v besleme ile devrenin +15v girişi arasına bir milampermetre bağlayın. Çokturlu trimpotu yavaş yavaş ayarlayarak 6mA i sağlayın. Trimpotu bu durumda bırakarak takriben 1dk süresince akımın stabil olmasını bekleyin. Bu esnada biasın stabilitesini test etmek için IRF510 un gövdesini parmağınızla ısıtarak biasın artmasını gözleyin. Maksimum 0.5mA kadar artış normaldir. Eğer daha fazla artış veya tam tersine azalma varsa IRF510 unuz sorunlu demektir.
Sanırım devre hakkında söylenebilecekler bundan ibaret.
Bundan sonraki konumuz sistemin ayaklandırılması ve ek dağıtım kartı..
Yukarıdaki devrecik besleme dağıtım paneli ve hoparlör geciktirme devresi.
Kısaca açıklayacak olursak;
REG ve REG1 klemenslerine beslemeden çıkan kablolar bağlanacak. Sırayla +30 (veya siz kaç V a ayarladıysanız) +15, GND, -15 ve -30 bağlantıları var.
Özellikle +30, GND ve -30 bağlantılarını 1,5mm2 kesitli çok damarlı elektrik kablolarıyla yapın. Bağlantı uçlarını lehimleyin.
Bu klemens grubunun hemen sağında AC klemensi var. Buraya trafonun sekonderlerinden birini gireceksiniz (18-30v AC). R3 kodlu 120R direnç 24v sekonder için, 30v için 220R ve 18v için tel köprü kullanın.
Hemen yanındaki MUTE jumperi harici bir susturma devresi için anahtarlama çıkışıdır. Kullanmayacaksanız tel köprü yapın. Transistör olarak BC547 kullandım. Kolayca bulunabilir.
Hoparlör rölesi 4052 serisinden çift 8A kontaklıdır. Ben uygulamamda Shrack marka kullandım. Yerine Finder veya Omron kullanılabilir ancak Çin malı tavsiye etmem. Rölenin her iki yanındaki klemensler hoparlör giriş çıkışları için. SPKR klemensinin iç tarafına sağ amplifikatör kartından gelen hoparlör çıkışını dış tarafına da hoparlör hattını bağlayın. Aynı şekilde SPKL klemensini de sol amplifikatör bağlantısı için kullanın.
Üst taraftaki klemens grubu besleme ve şasi dağıtımı içindir. Her amplifikatör için sırayla +30,+15,GND,-15 ve -30v bağlantılarını buradan alın. Her türlü şasi bağlantısını buraya yapın. Kesinlikle amplifikatörlere, sinyal şasisini bağlamayın potansiyometreden gelen sinyal direk olarak ve tek hat halinde amplifikatörlere girmeli. Sinyal şasisi bu kartın (dağıtım kartı) GND klemensinin tam orta ucuna bağlanmalıdır. Ayrıca hoparlör dönüşleri de bu GND noktasından alınmalıdır.
Devre bu haliyle ve 30v AC beslemeyle yaklaşık 2sn lik bir gecikme yaratır. Üstteki direnç (R1=33K) ve alttaki direnç (R2=2K2). Ayrıca C2 değeri yükseltilerek gecikme süresi artırılabilir. Ancak genel olarak 2sn her türlü plop gürültüsünü almak için yeterlidir.
Klemens olarak Wago 500 serisi genel amaçlı klemenslerden kullandım. Markası Phoenix idi. Bu tür klemensler çok fazla akım çekilmemek kaydıyla oldukça yeterlidir.
Bu da besleme PCB si,
Dikkat edilmesi gereken nokta, beslemeyi amplifikatörlere bağlamadan önce trimpotlarla arzu edilen gerilimi sağlamak..
Üçüncü ve son bölüm, dinleme testleri.
Takriben 2 haftadır sürdürdüğüm ısrarlı dinleme test sonuçlarını açıklamak istiyorum.
Öncelikle bazı önemli noktaları belirtmek isterim;
1- Evde bebek olduğu ve bebişler yüksek seslerde uyandığı için testlerin %90 ı düşük sayılabilecek seviyelerde yapıldı. Gerçi kişisel tercihim de böyledir.
2- Ben klasik müzik, opera ve dişi vokal dinleyen bir adamım, başka müzik dinlemem ve kulak zevklerimiz kesinlikle uyuşmayabilir, sonra kalkıp “yaw bu mudur sevdiğin ampli?” demeyin.
3- Bu testler aynı hoparlör grubuyla (zorunluluktan) üç ayrı amplifikatör ve iki ayrı kaynakla yapılmıştır. Amplifikatörlerin tamamı kendi imalatım ve dizaynımdır. Referans olarak kullanılmış, hifi/hiend sistem yoktur.
Gelelim 15 günlük dinlemelerde elde ettiğim neticelere;
JFET Bufferli LM3875 Amplifikatörün (+) ları:
1- Artikülatif anlamda mid detayı. Kesinlikle ben şu detayı duymadım deme şansınız yok! Bu manada can sıkıcı (uyku getirici) olabilir.
2- Sonik bakımından bir chipamptan beklenmeyecek lezzet. Rodajı bitmemiş olmasına rağmen oturmuş bir ses, kesinlikle tok ve dolgun midler, çok keskin veya gevrek olmayan tizler. Chipampların iyi ses vermeyeceğini düşünenler bu ampliyi dinledikten sonra fikir değiştirebilir.
3- Dinamik bakımından “can sıkmayacak” genişlik. Sinema için uygun olmayabilir ama müzik için gayet yeterli.
4- Kulaklıkları aratmayacak ambians ve sahne detayı.
JFET Bufferli LM3875 Amplifikatörün (-) leri:
1- Göreceli olarak yavaş bir amplifikatör: Her ne kadar 15V/µsec slew rate verilmiş olsa da sanırım JFET buffer bunu epey bir törpülüyor. Tabii bunu lambalı tınısı olarak değerlendirip (ki öyle) (+) olarak görebilecek ihtiyarlar da mevcuttur elbet! Ama bence (-) bir yön.
2- Yüksek perde soprano pasajlarında duyulabilir distorsiyon: Haksızlık etmemek gerekir ki bu distorsiyon sadece benim sapık ötesi opera kayıtlarımda var ve bunu alt etmek epey zor!
3- Yüksek dip gürültüsü; kesinlikle ölü bir amp değil! Duyulabilir mesafe (benim yaşlı kulaklarımla) takriben 10cm.. Şu ana kadar yaptığım en gürültücü amplilerden biri. Bu sorun yüksek ölçüde halledildi, kalanı ise JFET buffer’ın eseri.
4- Potansiyometre sorunsalı: Denemelerimin hiçbirinde 100K lık sevgili ALPS lerimi kullanamadım. Halen sorun üzerinde çalışıyorum. Sanırım potansiyometreye paralel bir direnç atmak vb gerekiyor. Çözeceğiz, çözeceğiz! Montajda dikkat edilecek ek konular altında belirtildiği gibi bağlantı yapılınca bu sorun da halloluyor.
Karşılaştırma:
LM3875 vs. LM4562 Preamp + LM4702/Lateral MOSFET: Doğrusu bu sıcak kanlı canavarla karşılaştırma yapmak pek de adil değil. Hayvani (0,5°C/W) soğutucularıyla dahi 75°C den aşağı düşmeyen LM4702 karşısında aynı ses seviyesinde “kıytırık” soğutucularıyla 25°C civarında kalan LM3875 in sesi de kendisi gibi soğuk kalıyor ne yazık ki! Maliyet, büyüklük ve enerji harcaması düşünüldüğünde bu normal olsa gerek. Benzetmek gerekirse, güçlü bir Arap aygırıyla bir kaç aylık bir İngiliz tayı kum pistte ne kadar kapışabilirse o kadar kapışabilecek kapasitedeler. LM4702 kesinlikle çok sıcak ve çok dinamik! Ne de olsa elini ayağını bağlayan bir regüleli güç kaynağı yok, çıkışlarında devasa ve her biri tek başına LM3875 in iki katı fiyata satılan 4 tane babalar gibi Renesans MOSFET yatıyor ve en önemlisi hiçbir koruma tedbiri yok. Benim gibi 112dB, 3 oktavlık divaları dinleyecekler kesinlikle daha vahşi karakterli bir ampli aramalılar – ki arayışlarım başladı bile- . İşiniz gücünüz pop / rock sa herşeyi dinleyebilirsiniz tabii!
Şaka bir yana, efendi gibi müzik dinleyip çikolata renkli şarkıcıların kadife seslerine gark olmuş vaziyette kendinden geçmek isteyenler için kesinlikle LM3875! Ama illa bu LM3875, neden? Çünkü bu meretleri (hatta aynı entegreleri, şu an dinlediklerim bir miktar ÇIKMA) daha önce çıplak haliyle çok dinledim ve sesleri suntayla, serme mıcır arasında gidip gelen ultra metalik bir taddaydı. Şimdi sanki 12 yıllık beyaz Bulgar şarabı gibi olmuşlar!
LM3875 vs. LM4562 Preamp + LM4780: Mukayese yapmaya değer doğrusu! Daha önce LM4780 i hiç LM4562 preampla dinlememiştim. LM4780 aynı kılıfta iki canavarı barındırdığı için daha sıcak kanlı ve bu da sese yansıyor. Yüksek volümlerde LM3875 e göre daha fazla distorte oluyor ve bunu duyuyorsunuz işin kötüsü! Tabii bunda benim zalimliğimin de katkısı var sanırım. LM3875 lerin tek biri için kullandığım soğutucunun neredeyse yarısını LM4780 için kullandım! Analiz edecek olursak, LM4780 bizim JFET li hatuna göre epey hızlı bir amp. Tiz detayları daha açık seçik algılamak mümkün. Ama bu çoğu zaman can sıkıcıdır kanımca. Gerek LM4562 nin gerekse LM4780 in Slew rate’i nin 20v/µsec olması sonucu etkiliyor sanırım. Bu arada merak edenler için regüleli kaynakla besleniyor olmasına rağmen opera başarısı LM3875 in bir hayli ilerisinde.
Yine de müzikalite bakımından LM3875 i tercih ederdim doğrusu. Daha NAİF (evet ben de aynı fikirdeyim 15 gün sonra), daha dinlendirici ve daha MÜZİK işte ne bileyim.. Diğerinin daha kaliteli olduğuna şüphe yok ama bu daha güzel.. Psikolojik olma ihtimali var ama unutmayın ki diğerini de ben yaptım.
Bu arada yaylı ve telli çalgı merakıları için hemen eklemeliyim;
HAYATIMDA BU AMPLİFİKATÖRDEN DAHA İYİ VİYOLİN VE KLASİK GİTAR İCRA EDEN BİR AMPLİFİKATÖR DİNLEMEDİM! Şimdilik.
Bir projenin daha sonuna geldik. Yapılan yorumları görmek ya da yorum yapmak için, projenin yayınlandığı adres olan http://forum.diyaudiotr.com/projelerimiz-f44/jfet-bufferli-lm3875-chipamp-t475.html adresine gidebilirsiniz.
Dosyalar:
Buffered PCB
Buffered Yerlesim
Distribution PCB
Regulated PCB
Regulated Yerlesim
Özgür KOLAY
“drhardware”
adına Doğukan Hazar KARABAY.